Page 141 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 141
İkinci
Hüccet-i İmaniye
(OTUZİKİNCİ SÖZ'ÜN BİRİNCİ MEVKIFI)
ِ
ِ
اتدس ۪ فَل۪للّٰاَّ۪لاا۪ةهلٰا ۪ َٓ امِهيف ۪ناَك۪وَل
ُ ه
َ
َ
َ َ
َ
َ
ْ
َ
ِ
َٓ ِ
۪حَ۪وه۪و ۪ ۪ تي مي ۪و ۪يِحي ۪دمحْلا۪هَل۪و۪كْلمْلا۪هَل۪هَل ۪ ۪ كي رش َٓ ۪ َلا ۪ ۪هدحو ۪۪للّٰاَّ۪لاا۪هٰلا َ۪لا
َ
َ
ُ ْ َ
َ ُ
ُ ه
ُ
ُ َ ْ َ
ُ َ
ُ َ ُ ُ
َ ُ
ٌّ َ َ ُ
ْ ُ
ِ ِ
ِ ِ
۪ ي صمْلا ۪هيَلا۪و ۪ ريدق َ ۪ ٍ ۪ ۪ ء َ شَ۪لُ ِّ ۪ ِ ك ٰ۪ لع ۪وه۪و۪يخْلا۪هدي ِ ب۪توميَ۪لا
َ
ُ َ ْ َ ْ َ َ ُ َ ْ ُ َ ُ ُ َ
[Bir Ramazan gecesinde, şu Kelâm-ı Tevhidînin onbir
Cümlesinin herbirinde birer Tevhid Mertebesi ve birer
müjde bulunduğunu ve o mertebelerden yalnız ۪كي رش َٓ ۪ َلا ۪
ل
۪
َ۪
ه
َ
َ ُ
deki manayı, basit avamın fehmine gelecek bir muhavere-i
temsiliye ve bir münazara-i faraziye tarzında ve lisan-ı hali,
lisan-ı kal suretinde söylemiştim. Bana hizmet eden kıymet-
dar Kardaşlarımın ve mescid arkadaşlarımın arzuları ve
istemeleri üzerine o muhavereyi yazıyorum. Şöyle ki:]
Bütün tabiatperest, esbabperest ve müşrik gibi umum enva'-ı
ehl-i şirkin ve küfrün ve dalaletin tevehhüm ettikleri şeriklerin
namına bir şahıs farzediyoruz ki: O şahs-ı farazî, mevcudat-ı âlemden
bir şeye Rab olmak istiyor ve hakikî Mâlik olmak dava etmektedir.
İşte o müddeî, evvelâ mevcudatın en küçüğü olan bir zerreye
rast gelir. Ona Rab ve hakikî Mâlik olmakta olduğunu; zerreye, tabiat
lisanıyla, felsefe diliyle söyler. O zerre dahi, Hakikat Lisanıyla ve
Hikmet-i Rabbanî Diliyle der ki: "Ben hadsiz vazifeleri görüyorum.