Page 113 - Rumilik Tehlike Mi
P. 113
Adnan Oktar (Harun Yahya) 111
SAHTE
İn sa nın ev ri mi ma sa lı nı des tek le yen hiç bir fo sil ka lın -
tı sı yok tur. Ak si ne, fo sil ka yı tla rı in san lar ile may mun -
lar ara sın da aşı la maz bir sı nır ol du ğu nu gös ter me kte -
dir. Bu ger çek kar şı sın da ev rim ci ler, ger çek dı şı bir ta -
kım çi zim ve ma ket le re umut bağ la mış lar dır. Fo sil ka -
lın tı la rı nın üze ri ne di le dik le ri mas ke le ri ge çi rir ve ha -
ya li ya rı may mun ya rı in san yüz ler oluş turur lar.
kadar bir yelpaze oluşturmuştur. Zuckerman'ın bu tablosuna göre en
"bilimsel" -yani somut verilere dayanan- bilgi dalları kimya ve fiziktir. Yel-
pazede bunlardan sonra biyoloji bilimleri, sonra da sosyal bilimler gelir.
Yelpazenin en ucunda, yani en "bilim dışı" sayılan kısımda ise, Zucker-
man'a göre, telepati, altıncı his gibi "duyum ötesi algılama" kavramları ve
bir de "insanın evrimi" vardır! Zuckerman, yelpazenin bu ucunu şöyle
açıklar:
Objektif gerçekliğin alanından çıkıp da, biyolojik bilim olarak varsayılan bu
alanlara -yani duyum ötesi algılamaya ve insanın fosil tarihinin yorumlanması-
na- girdiğimizde, evrim teorisine inanan bir kimse için herşeyin mümkün oldu-
ğunu görürüz. Öyle ki teorilerine kesinlikle inanan bu kimselerin çelişkili bazı
yargıları aynı anda kabul etmeleri bile mümkündür. (Solly Zuckerman, Beyond
The Ivory Tower, New York: Toplinger Publications, 1970, s. 19)
İşte insanın evrimi masalı da, teorilerine körü körüne inanan birtakım
insanların buldukları bazı fosilleri ön yargılı bir biçimde yorumlamaların-
dan ibarettir.