Page 193 - Kuran Mucizeleri 3. Cilt
P. 193
sistemi yapabildiler ama onu da gözlük takmadan üç boyutlu görmek mümkün
değildir. Kaldı ki bu, suni bir üç boyuttur. Arka taraf bulanık, ön taraf ise ka-
ğıttan dekor gibi durur. Hiçbir zaman gözün gördüğü kadar net ve kaliteli bir
görüntü oluşmaz. Kamerada da televizyonda da mutlaka görüntü kaybı mey-
dana gelir.
İşte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluşturan mekanizmanın te-
sadüfen oluştuğunu iddia etmektedirler. Şimdi biri size, “odanızda duran tel-
evizyon tesadüfler sonucunda oluştu, atomlar bir araya geldi ve bu görüntü
oluşturan aleti meydana getirdi” dese ne düşünürsünüz? Binlerce kişinin bir
araya gelip yapamadığını şuursuz atomlar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet tesadüfen
oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de tesadüfen oluşamaya-
cağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçerlidir. Dış kulak, çevredeki ses-
leri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses
titreşimlerini güçlendirerek iç kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elek-
trik sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu gibi
duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese de ka-
palıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü de olsa beynin içi
tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler beyinde algılanır. Ses geçirme-
yen beyninizde bir orkestranın senfonilerini dinlersiniz, kalabalık bir ortamın
tüm gürültüsünü duyarsınız. Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin için-
deki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizliğin hakim olduğu görülecek-
tir. Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa, ses
için de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları, müzik
setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri bu çalışmalardan
bazılarıdır. Ancak tüm teknolojiye, bu teknolojiyi üretmek için çalışan binlerce
mühendise ve uzmana rağmen kulağın oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese
ulaşılamamıştır.
Adnan Oktar (Harun Yahya) 191