Page 20 - Devlete ve Yargıya Olan Güveni Yok Etmeye Yönelik Büyük Tehlike: İftiracılık Müessesi
P. 20
zı erkek tutuklu/hükümlüler, şiddet uygulayabildiğini, güçlü olduğu-
nu gösteremedikleri sürece, cezaevi yaşantıları boyunca sömürülüp
yönetileceklerine inanabilmektedirler. Bu yüzden sert adam imgesi
yaymaya çalışmaktadırlar. Bunun sonucunda kişiler çevrelerindeki
olaylara duygusal tepki vermeyip bastırma çabası gösterebilirler.
Hem duygusal hem de davranışsal olarak nötr bir “tutukevi” maskesi
geliştirmeye çalışan tutuklu/hükümlüler, kendilerine ve başkalarına
yabancılaşma tehdidi ile karılaşmaktadırlar. Toplumsal durum ve
ilişkilerde alışkanlık haline gelen ve güçsüz bırakan duygusal bir boş-
luk geliştirebilirler. Ayrıca, kendileriyle başkaları arasında kalıcı
köprülenemez bir uzaklık oluşturmakta olduklarını da görebilmekte-
ler. (Canter, 2011)
Toplumsal Geri Çekilme ve Yalıtılmışlık: Bazı tutuklular, bir top-
lumsal görünmezlik perdesi arkasına gizlenerek ve olabildiğince göze
batmaz ve başkalarından özenle kopuk hale gelerek kendilerini ko-
ruma eğilimi sergilemektedirler. Bu kendi kendine toplumsal geri çe-
kilme ve yalıtılmışlık kendilerini bütünüyle her şeyden geri çektikleri
anlamına da gelebilmektedir. Kendilerini kimseye güvenmesine izin
vermeyip tutukevi yaşamının gerginlikleriyle sessiz bir yalıtılmış-
lık yaşayarak üstesinden gelmeye çalışmaktadırlar. Tutuklu/hü-
kümlü vurdumduymazlığı ve kendi kendine davranış başlatma ye-
teneği kaybı birleştiğinde, bu görüntü büyük ölçüde klinik çökkün-
lük görüntüsüne benzemektedir. (Canter, 2011)
Azalmış Benlik Değeri Duygusu ve Kişisel Değer: Tutuklu/hü-
kümlülerin özel yaşam hakları oldukça kısıtlıdır ve yaşam alanlarını
paylaşacak kişileri seçme hakları ya hiç yoktur ya da çok kısıtlıdır.
Uyuyup uyanma saatleri, yemek yeme saatleri, yıkanma zamanları
konusunda seçenekleri bulunmamaktadır. Bu koşullar, kişilere sü-
20