Page 37 - Devlete ve Yargıya Olan Güveni Yok Etmeye Yönelik Büyük Tehlike: İftiracılık Müessesi
P. 37
Tutukluları iftiraya zorlayan organizasyon, kendi bünyesindeki
avukatları devreye sokmakta, bu kişiler cezaevlerindeki arkadaşla-
rımızın yanına giderek “Bir daha hapisten çıkamayacaksınız, şi-
kayetçi olun, itirafçı olun, kendinizi kurtarın” diyerek manevi iş-
kencenin boyutunu büyütmektedir.
Aralarında kanser, astım ve yüksek tansiyon hastaları da olan ve
dolayısıyla acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyan insanlara ilaç ulaştır-
ma, maddi yardım gibi en hayati yardımlar dahi engellenmektedir.
Bu eziyetlere yalnızlaştırma politikası ve psikolojik işkence de ek-
lenerek bu insanlar sözde “itirafçı” olmaya zorlanmaktadır.
Aylar geçmesine rağmen bitmek bilmeyen bu manevi işkence-
ler, aslında dava dosyasının ne kadar boş olduğunu, ancak psikolo-
jik işkence sonucunda iftiraya zorlanmış kişilerin beyanlarıyla dol-
durulmaya çalışıldığı açıkça ortaya koymaktadır.
Cumhuriyet tarihinde hiçbir davada, tutuklamaların ardından
bu kadar zorlamayla şikayetçi arandığına ve bu kadar çok masum
insanın sahte itirafçı yapılmaya çalışıldığına şahit olunmamıştır.
Bizler 28 Şubat döneminin fiziki işkenceli günlerinden kurtul-
duğumuza sevinirken, cezaevindeki insanların zorla sözde itirafçı
olmaları için bu şekilde bir psikolojik işkenceye tabi tutulacaklarını
hiç ummazdık.
Adli sicil kaydı tertemiz olan, hiçbir suç işlememiş olan insan-
lara, “İftira atın, yalan beyanda bulunun, gerçekdışı suç isnatla-
rını hapisteki diğer kişilerin üzerine yıkın ve kurtulun” şeklinde
bir baskının kurulması çok vahim sonuçlara neden olacak bir
durumdur.
37