Page 149 - Hazreti Muhammed (sav)
P. 149

Harun Yahya (Adnan Oktar)


                      Boy nu, saf mer mer den mey da na ge len hey kel le rin boy nu gi bi gü -
                      müş ber rak lı ğın da idi. Vü cu du nun bü tün aza la rı bir bi ri ile uyum -
                      lu olup ya kı şık lı bir ya pı ya sa hip ti..." 72
                      Ebu Hü rey re (ra) an la tı yor:
                      "Haz re ti Pey gam ber, gü müş ten  ya ra tıl mış gi bi nur lu be yaz dı;
                      saç la rı da ha fif dal ga lı idi." 73
                      "Efen di miz (sav) be ya za pem be ka rı şık renk te idi. Göz le ri si yah,
                      kir pik le ri sık ve uzun idi." 74
                      "Al lah Re su lü nün al nı ge niş olup hi lal kaş lıy dı, kaş la rı gür dü. Iki ka -
                      şı ara sı açık olup, ha lis bir gü müş gi biy di. Göz le ri pek gü zel, be bek le -
                      ri sim si yah tı. Kir pik le ri bir bi ri ne ge çe cek şe kil de gür dü… Gül dü ğün -
                      de diş le ri ça kan şim şek gi bi pa rıl dar dı. Iki du da ğı da em sal siz şe kil de
                      gü zel di… Sa ka lı gür dü. Boy nu pek gü zel di, ne uzun ne kı say dı. Boy -
                      nu nun gü neş ve rüz gar gö ren kıs mı al tın ala şım lı gü müş ib rik gi bi
                      gü mü şün be yaz lı ğı ve al tı nın da kır mı zı lı ğı nı yan sı tır şe kil de pa rıl -
                      dar dı… Göğ sü ge niş ti, göğ sü nün düz lü ğü ay na yı, be yaz lı ğı da ayı
                      an dı rır dı… Omuz la rı ge niş ti… Kol ve pa zu la rı iri ce idi. Avuç la rı
                      ipek ten da ha yu mu şak tı." 75
                      Peygamber Efendimiz (sav)'in hicret yolculuğu sırasında ça-
                  dırını ziyaret ettiği Ümmü Mabed isimli cömertliği, iffeti ve cesa-
                  reti ile tanınan biri, Peygamber Efendimiz (sav)'i tanımamıştır.
                  Ancak Peygamberimiz (sav)'i anlatılanlardan tanıyan kocasına,
                  onu şöyle tarif etmiştir:
                      "Ay dın yüz lü ve gü zel ya ra dı lış lı idi; za yıf ve in ce de de ğil di. Göz -
                      le ri nin si ya hı ve be ya zı bir bi rin den iyi ce ay rıl mış tı. Sa çı ile kir pik
                      ve bı yık la rı güm rah tı (bol, gür). Se si ka lın dı. Sus tu ğu za man va -
                      kar lı (ağır baş lı lık, ha lim ve hey bet li oluş), ko nuş tu ğu za man da
                      hey bet li idi. Uzak tan ba kıl dı ğın da in san la rın en gü ze li ve en se -
                      vim li si gö rü nü mün dey di; ya kın dan ba kıl dı ğın da da tat lı ve hoş bir
                      gö rü nü şü var dı. Çok tat lı ko nu şu yor du. Or ta boy lu idi; ba kan kim -
                      se ne kı sa ne de uzun ol du ğu nu his se der di. Üç ki şi nin ara sın da en
                      gü zel gö rü ne ni ve nur yüz lü ola nıy dı. Ar ka daş la rı, or ta la rı na al -
                      mış du rum da hep onu din ler ler; bu yur du ğu za man da he men buy -
                      ru ğu nu ye ri ne ge ti rir ler di. Ko nuş ma sı tok ve ka rar lı idi." 76
                      Ken di si ni  gö ren le rin  an lat tık la rın da  da  gö rül dü ğü  gi bi,
                  Peygamber Efendimiz (sav) ola ğa nüs tü ya kı şık lı, gö ren le rin ne fe -
                  si ni ke se cek ka dar gü zel yüz lü ve gü zel en dam lı idi. Ay rı ca at le tik
                    ve son de re ce et ki li bir ya pı sı var dı ve çok kuv vet li idi.





                                            147
   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154