Page 163 - Global Masonluk 1. Cilt
P. 163
Harun Yahya - Adnan Oktar
ne geldi. Bu masonluk-Kilise çat›flmas› giderek büyüyerek 18. ve 19. yüz-
y›l Avrupas›'na damgas›n› vuracakt›. 19. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda Avrupa
d›fl›ndaki co¤rafyalara da yay›lmaya bafllayan masonluk, gitti¤i her ülke-
de din karfl›t› felsefelerin ve hareketlerin ç›k›fl noktas› haline gelecekti.
Mimar Sinan dergisindeki "Politika ve Masonluk" bafll›kl› bir maka-
lede, masonlu¤un bu din karfl›t› savafl› flöyle aç›klanmaktad›r:
Franmasonluk siyasal bir parti olmamakla beraber, siyasal ve sosyal olay-
lar›n ak›m›na uygun olarak uluslararas› birleflik ve sosyal bir kurulufl ha-
linde örgütlenmesi 18. yüzy›l›n bafllar›na rastlar. Mezheplerin özgürlük
kurallar›n› uygulamaya çal›flt›¤› s›rada, onlara yard›m için, din adamlar›
kurallar›n›n (ruhban heyetlerinin) nüfuz ve iktidarlar›na karfl› savafl açmak
durumuna giren farmasonlu¤un y›kmak istedi¤i fley, Kilisenin hükü-
metler ve halk üzerindeki tahakkümü idi. Bundan dolay› 1738 ve 1751
y›llar›nda Papa taraf›ndan dinsiz olarak ilan edilmifltir... Farmasonluk,
mezhepler özgürlü¤ü ilkelerini amaç edinen ülkelerde yaln›z ismen gizli
ve esrarl› toplant›lar› olan bir dernek halinde kalm›fl ve bu gibi memleket-
lerde hem müsamaha ve hem de teflvik görerek, vakit ve hali uygun orta
s›n›f halk ile yüksek memurlardan taraftarlar bulmufl ve mason olan dev-
let erkan›n› kendi örgütlerinin baflkanl›k makam›na geçirmifltir. Katolik
mezhebinin herkes için mecburi oldu¤u güney memleketlerinde ise, gizli,
yasak ve kanuni tekib ve izlenmeye maruz devrimci bir dernek niteli¤i-
ni muhafaza etmifltir. Bu memleketlerde orta s›n›ftan hür düflünceli genç-
ler ve hükümetlerinin yönetiminden memnun olmayan subaylar mason
localar›na girmeye ve böylece, ‹spanya, Portekiz ve ‹talya'da ve özellikle
Vatikan Kilise Hükümetinin tahakkümü alt›ndaki rejimler aleyhine
devrimci tertipler al›nmaya bafllanm›flt›r. 114
Kuflkusuz burada mason yazar kendi örgütünün lehinde bir üslup
kullanmakta, masonlu¤un "kilise tahakkümü"ne karfl› savaflt›¤›n› ileri
sürmektedir. Ancak konuyu yak›ndan inceledi¤imizde, pek çok ülkede
DID