Page 133 - Allah'ın Detay Sanatı
P. 133
Adnan Oktar (Harun Yahya) 131
lik le ri son ra ki nes le ak ta rı yor lar, ne sil den ne si le bi ri ken bu özel lik-
ler so nu cun da ye ni tür ler or ta ya çı kı yor du. Ör ne ğin La marck'a gö-
re zü ra fa lar cey lan lar dan tü re miş ler di, yük sek ağaç la rın yap rak la-
rı nı ye mek için ça ba lar ken ne sil den ne si le bo yun la rı uza mış tı.
Dar win de ben ze ri ör nek ler ver miş, ör ne ğin Tür le rin Kö ke ni
ad lı ki ta bın da, yi ye cek bul mak için su ya gi ren ba zı ayı la rın za man-
la ba li na la ra dö nüş tü ğü nü id dia et miş ti. 8
Ama Men del'in keş fet ti ği ve 20. yüz yıl da ge li şen ge ne tik bi li-
miy le ke sin le şen ka lı tım ka nun la rı, ka za nıl mış özel lik le rin son ra ki
ne sil le re ak ta rıl ma sı ef sa ne si ni ke sin ola rak yık tı. Böy le ce do ğal se-
lek si yon "tek ba şı na" ve do la yı sıy la tü müy le et ki siz bir me ka niz ma
ola rak kal mış olu yor du.
Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için 1930'la-
rın son la rın da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha yay gın is miy-
le neo-Dar wi nizm'i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm, do ğal se lek si yo-
nun ya nı na "fay da lı de ği şik lik se be bi" ola rak mu tas yon la rı, ya ni
can lı la rın gen le rin de rad yas yon gi bi dış et ki ler ya da kop ya la ma
ha ta la rı so nu cun da olu şan bo zul ma la rı ek le di.
Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine
rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-Darwinizm'dir.
Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıla-
rın, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organlarının
"mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonu-
cunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan
açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmez-
ler, aksine her zaman için canlılara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sa-
hiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak
zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açık-
lar: