Page 115 - İnanç Gerçekleri
P. 115

Harun Yahya

                                        Biz gö¤ü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve

                                        flüphesiz Biz (onu) geniflleticiyiz. (Zariyat
                                        Suresi, 47)
                                            Yukar›daki ayette geçen "sema (gök)" ke-
                                        limesi Kuran'›n pek çok yerinde uzay ve ev-
                                        ren anlam›nda kullan›l›r. Nitekim burada da
                                        bu anlamda kullan›lm›flt›r ve evrenin genifl-
                                        leyici oldu¤u bildirilmifltir. Türkçeye "fiüp-
                                        hesiz Biz geniflleticiyiz (geniflleteniz/genifl-
                                        letmekte olan›z)" olarak çevrilen  Arapça

                                        "inna le musiune" ifadesindeki "musi'une"
                                        kelimesi, "geniflletmek" anlam›na gelen "ev-
                                          sea" fiilinden türemifltir. "Le" ön-eki de ta-
          Edwin Hubble, dev teleskobuyla.
                                          kip etti¤i isim ya da s›fata vurgu ekleyerek
          "çok fazla" anlam› katmaktad›r. Dolay›s›yla bu ifade "Biz gö¤ü veya evre-
          ni çok fazla geniflletiyoruz" anlam› tafl›maktad›r. Bilimin bugün varm›fl ol-
          du¤u sonuç da Kuran'da bize bildirilenle ayn›d›r. 1

              20. yüzy›l›n bafllar›na dek bilim dünyas›nda hakim olan tek görüfl, "ev-
          renin dura¤an bir yap›ya sahip oldu¤u ve sonsuzdan beri süregeldi¤i" flek-
          lindeydi. Ancak, günümüz teknolojisi sayesinde gerçeklefltirilen araflt›rma,
          gözlem ve hesaplamalar evrenin bir bafllang›c› oldu¤unu ve sürekli ola-
          rak "geniflledi¤ini" ortaya koydu.
              Rus fizikçi Alexander Friedmann ve Belçikal› evren bilimci Georges
          Lemaitre, 20. yüzy›l›n bafllar›nda evrenin sürekli hareket halinde oldu¤u-
          nu ve geniflledi¤ini teorik olarak hesaplad›lar.
              Bu gerçek, 1929 y›l›nda gözlemsel olarak da ispatland›. Amerikal› ast-

          ronom Edwin Hubble kulland›¤› dev teleskopla gökyüzünü incelerken, y›l-
          d›zlar›n ve galaksilerin sürekli olarak birbirlerinden uzaklaflt›klar›n› kefl-
          fetti. Bu bulufl astronomi tarihinin en büyük kefliflerinden biri say›lmak-
          tad›r. Hubble bu incelemeler s›ras›nda y›ld›zlar›n, uzakl›klar›na ba¤l› ola-
          rak k›z›l renge do¤ru yaklaflan bir ›fl›k yayd›klar›n› saptad›. Çünkü bilinen
          fizik kurallar›na göre, gözlemin yap›ld›¤› noktaya do¤ru hareket eden ›fl›k-
          lar›n tayf› mor yöne do¤ru, gözlemin yap›ld›¤› noktadan uzaklaflan ›fl›k-

          lar›n tayf› da k›z›l yöne do¤ru kayar. Hubble'›n gözlemleri s›ras›nda ise y›l-

                                             113
   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120