Page 246 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 246

248                                                                                     SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ






          ÜNİVERSİTEDEKİ  NUR  ŞAKİRDLERİNİN  NUR HAKİKATININ
               FEN DAİRESİNDE FEVKALÂDE KIYMETİNİ TAKDİR
                          ETTİKLERİNE BİR NÜMUNEDİR.

                                            ِ
                                         ِ
                                 ِ
                                                                ِ ِ
                           ِ
                                                                    ِ
                                   ٍ
                        ِ
                    ِ  ه
                      دمحب    ح   ُ    بيُ َّلاا ء َشَ نم ناو                  هناحبس  همس اب
                                           ْ َ
                     ْ َ
                                        ْ
                            َ ُ
                                    ْ
                                                                   ْ
                                                        ُ َ َ ْ ُ
                           ِّ
                         م   ا  ِ   ئاد اد    ه     بَا   تاَكرب و   ِ   للّٰا     ةمحر و مُكيَلع مَلاس لَا
                       ً  َ     ُ َ ً  ُ َ َ  ه َ  ُ َ ْ َ َ ْ ْ َ ُ َّ

                 Şu Kâinat Semasının gurubu olmayan Mânevî Güneşi olan Kur'an-
          ı Kerîm; şu mevcudat Kitâb-ı Kebîrinin Âyât-ı Tekvîniyesini okutturmak,
          mahiyetini  göstermek  için  Şuâları  hükmünde  olan  Envarını  neşrediyor.
          Ukûl-ü Beşeri tenvir ile Sırat-ı Müstakimi gösteriyor. Beşeriyet Âleminde
          her ferd, Hilkatindeki makasıdı ve fıtratındaki metâlibi ve istikametindeki
          gayesini  O  Hidayet  Güneşinin  Nuru  ile  görür,  anlar  ve  bilir.  O  Hidayet
          Nurunun  Tecellisine  mazhar  olanlar,  Kalb  kabiliyeti  nisbetinde  Ona
          âyinedarlık ederek Kurbiyet kesbeder. Eşya ve Hayatın mahiyeti O Nur ile
          tezahür  ederek,  ancak  O  Nur  ile  görülür,  anlaşılır  ve  bilinir.  Şems-i
          Ezeliyenin  mânevî  Hidayet  Nurlarını  temsil  eden  Kur'an-ı  Kerîm,  Kalb
          gözüyle Hak ve Hakikatı görmeyi te'min eder. Onun için, Onun Nurundan
          uzakta kalanlar, zulümatta kalırlar. Zira herşey Nur ile görülür, anlaşılır ve
          bilinir.  İşte  şu  Kitab-ı  Kebîrin  mânevî  ve  sermedî  güneşi  olan  Kur'an-ı
          Kerîmin  Nur-u  Tecellisine  bu  asrımızda  "Nur"  ismiyle  müsemma  olan
          Risale-i Nur'un Şahs-ı Mânevîsi mazhar olmuştur. O Nurlar ki; zulümattan
          ayrılmak  istemiyen  yarasa  tabiatlı,  gaflet  uykusu  ile  gündüzünü  gece
          yapan  sefahetperest,  aklı  gözüne  inmiş,  zulümatta  kalarak  gözü  görmez
          olanlara  ve  yolunu  şaşıranlara  karşı  projeksiyon  gibi  Nurlarını  Îman
          Hakikatlarına  tevcih  ederek Sırat-ı  Müstakîmi  büsbütün  kör  olmayanlara
          gösteriyor. Nur topuzunu ehl-i küfr ve münkirlerin başına vurup "Ya
          Aklını  başından  çıkar  at  hayvan  ol,  yahut  da  Aklını  başına  alarak
          insan ol!" diyor.

                 İlim bir nevi Nur olduğuna göre, Risale-i Nurun İlme olan en derin
          vukufunu gösterecek bir-iki deliline kısa işaret ederiz.

                 E v v e l â: Şunu hatırlamalıyız ki: Risale-i Nur, başka Kitabları
          değil, belki yalnız Kur'an-ı Kerîmi Üstad olarak tanıması ve
   241   242   243   244   245   246   247   248   249   250   251