Page 58 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 58

60                                                                                     SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ

          âhirinde

                                 ِ
                          م   ُك ِ   بر نم نا   هرب مُكء اشج  دق سانلا ايَُّا اشي
                                                      َّ
                                                ْ َ
                          ْ
                              َ ْ
                                     َ ْ ُ ْ
                                   ٌ
                                              َ َ
                                                              َ
                                                    ُ
                                                           َ
                             ِّ
                                       ً
                                 اًنيبم  ارون مُكيَلا ِ   انْلزنَاو
                                                  ش
                                                   َ َ ْ َ
                                     ُ
                                          ُ ْ ْ
          Âyeti gibi, Risale-i Nur‘a mana ve cifir cihetiyle, mana-yı işarî efradından
          olduğuna kuvvetli bir karine buldum.

                 İkinci  Âyet  olan  Sure-i  Nisa‘nın  Âyeti,  Birinci  Şua  olan  İşarat-ı
          Kur'aniye'de,  Üstadım  işaretini  beyan  etmiş.  Birinci  Âyet  olan  Sure-i
          Maide'nin   onbeşinci   Âyeti  hem  bunun  işaretini  teyid  ediyor,  hem  de

             ا
          للّٰ
              حر   ش نمفَا     Âyetinin işaretini tasdik ediyor.
                 َ ْ َ َ
          ُ ه
              َ َ
                 Evet  bu  asırda  mana-yı  işarî  tabakasından  tam  şu  Âyetin  kudsî
          mefhumuna bir ferd, Risale-i Nur olduğuna kim insaf ile baksa tasdik ede-
          cek. Risale-i Nur bir ferdi olduğuna manevî münasebet kavîdir. Madem bu
          Âyetin   makam-ı cifrîsi  bin   üçyüz   altmışaltıdır (1366),  eğer  meddeler,
          okunmayan Hemzeler sayılmazsa altmışikidir (1362). Ve madem Risale-i
          Nur, Kur'an-ı Mübin Nurunu ve Hidayetini neşreden bir Kitab-ı Mübindir.
          Ve madem zahiren ondan daha ileri, o Vazifeyi ağır şerait altında yapan-
          ları görmüyoruz. Ve madem Âyetler, sair Kelâmlar gibi cüz'î bir manaya
          münhasır olamaz. Ve madem delalet-i zımnî ve işarî ile kaideten mefhum-
          u kelâmda dâhil oluyor. Ve madem Necmeddin-i Kübra ve Muhyiddin-i
          Arab gibi çok Ehl-i Velayet, mana-yı zahirîden başka bâtınî ve işarî mana-
          lar ile ekser Âyâtı tefsir etmişler; hattâ Tefsirlerinde Musa (A.S.) ve Fira-
          vun'dan murad, Kalb ve nefistir dedikleri halde Ümmet onlara ilişmemiş;
          büyük  Ülemadan  çokları  onları  tasdik  etmişler.  Elbette  Âyetin  delalet-i
          zımnî  ile  Risale-i  Nur'a  kuvvetli  karinelerle  işareti  kat'îdir,  şübhe
          edilmemek gerektir.
                                                     ِ
                 Tahlil:    مُك   ءاشج   دق   yüz altmışdokuz     ْ  ِ      نم  yüz ellyedi      رون
                                                        ا

                                                     للَّٰ

                                ْ َ
                         ْ
                                                      ه
                                                                          ٌ ُ
                           َ َ
                                                                   ِ
                                                 ِ


          tenvin ile beraber üçyüzaltı   ين   بم   باتك  و altıyüzotuzbir     ِ  ِ       هب    ي   ديُّ
                                                                     ا
                                                                   للّٰ

                                                                    ه
                                               َ
                                      ٌ
                                                   َ
                                         ُ
                                                                             ْ َ
                                             ٌ
          yüzüç  Yekûnü,  bin  üçyüz  altmışaltı.  Eğer  meddeler,okunmayan  ء
          (hemze) ler sayılmazsa, bu seneki Muharrem tarihine; yani bin üçyüz
          altmışiki'ye tamam Tevafuk eder. Eğer
   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63