Page 63 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 63

PARLAK FIKRALAR ve GÜZEL MEKTUBLAR                                               65



                                                    ِ
                                                 ِ
                                         ِ
                                ِ
                            ِ  ه
                                   ِ
                                           ٍ
                              دمحب     حبيُ َّلاا ء َشَ نم ناو        ِ ِ  ْ  ِ
                                                            همساب
                                  ُ َ ُ
                             ْ َ
                                               ْ
                                                   ْ َ
                                            ْ
                                   ِّ

                  Bu âciz Kardeşiniz, hem o itiraz eden o eski dost zâta, hem Ehl-i
           Dikkate  ve  sizlere  beyan  ediyorum  ki:  Kur'an-ı  Mu'ciz-ül-Beyanın
           Feyziyle yeni Said (R.A.) Hakaik-ı Îmaniyeye dair o derece mantıkca ve
           hakikatca  bürhanlar  zikrediyor  ki;  değil  Müslüman  Uleması,  belki  en
           muannid  avrupa  feylesoflarını  da  teslime  mecbur  ediyor  ve  etmektedir.
           Amma Risale-i Nurun kıymet ve ehemmiyetine işarî ve remzî bir tarzda
           "Hazret-i  Ali"  (R.A.)  ve  "Gavs-ı  A'zam"ın  (R.A.)  ihbaratı  nev'inden
           Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan dahi bu zamanda bir Mu’cize-i Mâneviyesi olan
           Risale-i  Nura  nazar-ı  dikkati  celbetmesine  "Mâna-yı  işârî"  tabakasından
           rumuz  ve  îmaları,  İ’cazının  şe'nindendir  ve  o  Lisan-ı  Gaybın  Belâgat-ı
           Mu’cizekâranesinin muktezasıdır.

                  Evet, Eskişehir Hapishanesinde dehşetli bir zamanda ve Kudsî bir
           Teselliye  pek  çok  muhtaç  olduğumuz  hengâmda,  mânevî  bir  ihtarla:
           "Risale-i Nurun makbûliyetine eski Evliyalardan şahid getiriyorsun. Hal-
                                 ِ
                          ِ
                                   بِاي لاو  ٍ بْطر لاو Sırriyle en ziyade bu mes'ele-
           buki  ين بم    ٍ باتك        ف   َّلاا   ٍ ِ  َ  َ  َ  َ  َ  َ
               ٍ
                         َ
                   ُ
           de söz sahibi Kur'andır. Acaba Risale-i Nuru, Kur'an kabûl eder mi? Ona
           ne  nazarla  bakıyor?"  denildi.  O  acib  sual  karşısında  bulundum.  Ben  de,
           Kur'andan  İstimdat  eyledim.  Birden  Otuzüç  Âyetin  mâna-yı  sarîhinin
           teferruatı nev'indeki tabakattan "mâna-yı işârî" tabakasından ve o mânâ-yı
           işârî  külliyetinde  dahil  bir  ferdi  Risale-i  Nur  olduğunu  ve  duhulüne  ve
           medar-ı  imtiyazına  birer  kuvvetli  karîne  bulunmasını  bir  saat  zarfında
           hissettim; ve bir kısmı bir derece izahlı ve bir kısmını mücmelen gördüm.
           Kanaatıma hiçbir şek ve şüphe ve vehim ve vesvese kalmadı; ve ben de,
           Ehl-i  Îmanın  Îmanını  Risale-i  Nur  ile  takviye  etmek  niyetiyle  o  kat'î
           kanaatımı yazdım ve Has Kardeşlerime mahrem tutulmak şartiyle verdim.

                  Ve o Risalede biz demiyoruz ki: "Âyetin Mâna-yı Sarîhi budur." Tâ
                          هيف " desin. Hem dememişiz ki: "Mâna-yı işârînin külliyeti
           hocalar  رَظن      ِ
                  ٌ َ
           budur."   Belki    diyoruz    ki:    Mânâ - yı  Sarîhinin    tahtında
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68