Page 64 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 64

66                                                                                     SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ



          müteaddit tabakalar var. Bir tabakası da, mânâ-yı işârî ve remzîdir. Ve o
          mâna-yı  işârî  de  bir  küllîdir,  her  asırda  cüz'iyatları  var.  Ve  Risale-i  Nur
          dahi,  bu  asırda  o  mânâ-yı  işârî  tabakasının  külliyetinde  bir ferddir.  Ve  o
          ferdin  kasden  bir  medar-ı  nazar  olduğuna  ve  ehemmiyetli  bir  Vazife
          göreceğine  eskidenberi  Ulema  beyninde  bir  düstur-u  cifrî  ve  riyazî  ile
          karineler,  belki  hüccetler  gösterilmiş  iken,  Kur'anın  Âyetine  veya  Sara-
          hatine, değil incitmek, belki İ’caz ve Belâğatına Hizmet ediyor.

                 Bu  nevi  İşârât-ı  Gaybiyeye  itiraz  edilmez.  Ehl-i  Hakikatın
          nihayetsiz  İşârât-ı  Kur'aniyeden  had  ve  hesaba  gelmiyen  istihraçlarını
          inkâr  edemiyen  bunu  da  inkâr  etmemeli  ve  edemez.  Amma  benim  gibi
          ehemmiyetsiz  bir  adamın  elinde  böyle  ehemmiyetli  bir  Eserin  zuhur
          etmesini istiğrab ve istib'ad edip böyle itiraz eden Zat, eğer buğday tanesi
          kadar  çam  çekirdeğinden  dağ  gibi  çam  ağacını  halkeylemek  Azamet  ve
          Kudret-i  İlâhiyyeye  delil  olduğunu  düşünse,  elbette  bizim  gibi  acz-i
          mutlak  ve  fakr-ı  mutlakda,  böyle  ihtiyac-ı  şedid  zamanında  böyle  bir
          Eserin zuhuru, Vüs'at-i Rahmet-i İlâhiyyeye delildir, demeye mecbur olur.
          Ben,  sizi  ve  mu'terizleri  Risale-i  Nurun  Şeref  ve  Haysiyetiyle  te'min
          ediyorum  ki,  bu  İşaretler  ve  Evliyanın  îmalı  haberleri,  remizleri,  beni
          daima şükre ve hamde ve kusurlarımdan istiğfare sevketmiş. Hiçbir vakitte
          hiçbir dakika nefs-i emmareme medar-ı fahr ve gurur olacak bir enaniyet
          ve  benlik  vermediğini,  size,  bu  yirmi  sene  hayatımın  gözünüz  önünde
          tereşşuhatiyle isbat ediyorum.

                 Evet, bu Hakikatla beraber insan; kusurdan, nisyandan hâli değil.
          Benim, bilmediğim çok kusurlarım var. Belki de fikrim karışmış, Risale-
          lerde  bâzı  hatâlar  olmuş.  Fakat  Kur'anın  Hurufat-ı  Kudsiyesinin  yerine
          beşerin  tercümesini  ikame  perdesi  altında,  noksan  huruflarla,  yeni  hat
          altında  tahrifkârane  ehl-i  dalâletin  te'vilât-ı  fâsideleri,  Âyâtın  Sarahatini
          incitmelerine  bakmıyor  gibi,  bîçâre  mazlum  bir  adamın,  Kardeşlerinin
          Îmanını  kuvvetlendirmek  için  bir  Nükte-i  İ’caziyeyi  beyan  ettiği  için
          Hizmet-i  Îmaniyesine  fütur  verecek  derecede  itiraz,  elbette,  değil  Ehl-i
          Hakikat Zatlar, belki zerre mikdar insafı bulunan, itiraz edemez.

                 Bunu da ilâveten beyan ediyorum: Bu zamanda, gayet kuvvetli ve
          hakikatlı     milyonlarla     Fedakârları    bulunan    meşrebler ,     meslekler,
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69