Page 366 - Kuran Bilgisi
P. 366
SADECE ZOR ANLARDA ALLAH’A
DUA ED‹P, RAHATA KAVUfiTU⁄UNDA
ALLAH’I UNUTANLAR
Kendisine bir fler (kötülük) dokundu¤u zaman feryad› basar. Ona bir
hay›r dokundu¤unda engelleyici olur (veya cimrilik eder). (Mearic Sure-
si, 20-21)
Nimet olarak size ulaflan ne varsa, Allah’tand›r, sonra size bir zarar dokun-
du¤unda (yine) ancak O’na yalvarmaktas›n›z. Sonra sizden zarar› kald›rd›-
¤›nda, sizden bir grup (hemen) Rablerine flirk koflar; (Nahl Suresi, 53-54)
‹nsana bir zarar dokundu¤u zaman, bize dua eder; sonra taraf›m›zdan
ona bir nimet ihsan etti¤imizde, der ki: “Bu, bana ancak bir bilgi(m) do-
lay›s›yla verildi.” Hay›r; bu bir fitne (kendisini bir deneme)dir. Ancak ço-
¤u bilmiyorlar. (Zümer Suresi, 49)
De ki: “Sizi karan›n ve denizin karanl›klar›ndan kim kurtarmaktad›r ki,
siz (aç›ktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: -An-
dolsun, bizi bundan kurtar›rsan, gerçekten flükredenlerden oluruz.” De
ki: “Ondan ve her türlü s›k›nt›dan sizi Allah kurtarmaktad›r. Sonra siz yi-
ne flirk koflmaktas›n›z.” (En’am Suresi, 63-64)
‹nsana bir zarar dokundu¤u zaman, gönülden kat›ks›zca yönelmifl ola-
rak Rabbine dua eder. Sonra ona kendinden bir nimet verdi¤i zaman,
daha önce O’na dua etti¤ini unutur ve O’nun yolundan sapt›rmak ama-
c›yla Allah’a efller koflmaya bafllar. De ki: “‹nkâr›nla biraz (dünya zevk-
lerinden) yararlan; çünkü sen, ateflin halk›ndans›n.” (Zümer Suresi, 8)
‹nsana nimet verdi¤imiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir fler do-
kundu¤u zaman ise, art›k o, genifl (kapsaml› ve derinlemesine) bir dua
sahibidir. (Fussilet Suresi, 51)
fiayet onlar, s›rt çevirecek olurlarsa, art›k Biz seni onlar›n üzerine bir gö-
zetleyici olarak göndermifl de¤iliz. Sana düflen, yaln›zca tebli¤dir. Gerçek
flu ki, Biz insana taraf›m›zdan bir rahmet tadd›rd›¤›m›z zaman, ona sevi-
nir. E¤er onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolay›s›yla bir kötülük isabet
ederse, bu durumda insan bir nankör kesiliverir. (fiura Suresi, 48)
“Rabbimiz, azab› üstümüzden aç›p-gider; çünkü biz (art›k) iman edici-
leriz.” Onlar için ö¤üt al›p-düflünmek nerede? Onlara, aç›klayan bir elçi
- 339 -