Page 369 - Kuran Bilgisi
P. 369

ALLAH YOLUNDA
          MÜCADELEDEN KAÇANLAR
          De ki: “E¤er babalar›n›z, çocuklar›n›z, kardeflleriniz, eflleriniz, afliretiniz,
          kazand›¤›n›z mallar, az kâr getirece¤inden korktu¤unuz ticaret ve hoflu-
          nuza giden evler, sizlere Allah’tan, O’nun Resûlü’nden ve O’nun yolunda
          cehd etmekten (çaba harcamaktan) daha sevimli ise, art›k Allah’›n emri
          gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fas›klar toplulu¤una hidayet ver-
          mez. (Tevbe Suresi, 24)


          ALLAH’IN VARLI⁄INI B‹LD‹⁄‹
          HALDE ‹MAN ETMEYENLER
          De ki: “Göklerden ve yerden sizlere r›z›k veren kimdir? Kulaklara ve
          gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden ç›karan ve ölüyü diriden ç›ka-
          ran kimdir? Ve iflleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: “Allah” diyeceklerdir.
          Öyleyse de ki: “Peki siz yine de korkup-sak›nmayacak m›s›n›z? (Yunus
          Suresi, 31)
          Andolsun onlara; “Gökleri ve yeri kim yaratt›?” diye soracak olsan, tar-
          t›flmas›z; “Allah” diyecekler. De ki; “Hamd Allah’›nd›r.” Hay›r, onlar›n
          ço¤u bilmezler. (Lokman Suresi, 25)
          Andolsun, onlara: “Kendilerini kim yaratt›?” diye soracak olsan, elbette:
          “Allah” diyecekler. Öyleyse nas›l olur da çevriliyorlar? (Zuhruf Suresi, 87)
          Siz (müslümanlar,) onlar›n size inanacaklar›n› umuyor musunuz? Oy-
          sa onlardan bir bölümü, Allah’›n sözünü iflitiyor, (iyice alg›lay›p) ak›l er-
          dirdikten sonra, bile bile de¤ifltiriyorlard›. (Bakara Suresi, 75)

          ‹NKARCILARDAN GÖRECEKLER‹
          BASKI END‹fiES‹YLE ‹MAN ETMEYENLER
          Sonunda Musa’ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) baflka
          -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarpt›rmalar› korku-
          suyla- iman eden olmad›. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyükle-
          nen bir zorba ve gerçekten ölçüyü tafl›ranlardand›. (Yunus Suresi, 83)
          Dediler ki: “E¤er seninle birlikte hidayete uyacak olursak, yerimizden
          (yurdumuzdan ve konumumuzdan) çekilip-kopart›l›r›z.” Oysa biz onla-
          r›, kendi kat›m›zdan bir r›z›k olarak her fleyin ürününün aktar›l›p toplan-


                                   - 342 -
   364   365   366   367   368   369   370   371   372   373   374