Page 167 - Münafığın Sırları
P. 167
Harun Yahya (Adnan Oktar) 165
verilen kişinin öğüde kapalı olması durumunda, ona artık daha
fazla birşey söylenmemesini buyurmaktadır:
Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlaya-
caksa, 'öğüt verip hatırlat.' Allah'tan 'içi titreyerek
korkan' öğüt alır-düşünür. 'Mutsuz-bedbaht' olan on-
dan kaçınır. (A'la Suresi, 9-11)
Nitekim, münafıkların inkarlarında ve azgınlıklarında ka-
rarlı olmaları halinde, onları uyarıp-korkutmak bir fayda sağla-
mayacağı için müminlerin de bu konudaki tavırları onları 'ken-
di hallerine bırakmak' olacaktır.
5) Onlarla fikren mücadele etmek,
caydırıcı davranmak:
Ey peygamber, kafirlerle ve münafıklarla cehd et
(çaba harca) ve onlara karşı sert ve caydırıcı dav-
ran... (Tevbe Suresi, 73)
Bu, Allah'ın münafıklarla ilgili çok önemli bir tavsiyesidir.
Allah'a verdikleri sözü tutmayan, yalan söyleyen ve kalplerin-
de fısk ve isyanı barındıran münafıkların, müminlerden kararlı
bir tavır görmeleri, onlar üzerinde caydırıcı bir rol oynamak-
tadır. Çıkaracakları muhtemel fitnelere karşı uyanık olmak,
bunların önceden önlemlerini almak, bu kişileri zamanında teş-
his ederek zarar veremeyecekleri şekilde 'elleri kolları bağlı'
hale gelmelerini sağlamak müminlerin en önemli görevidir.
Müminler her dönemde münafık tehlikesine karşı uyanık ol-
mak ve bu şekilde kalplerinde hastalık bulunan bu kişilerin has-
talıklarını ortaya çıkararak onları deşifre etmek ve böylece in-
sanları onlardan sakındırmakla yükümlüdürler; nitekim böyle
de yaparlar.