Page 61 - Darwin'in Açmazı Ruh
P. 61
Her İnsan Tüm Hayatını Beynindeki Monitörün Başında Geçirir,
Hiçbir İnsan Beyinden Dışarı Çıkmamıştır
ADNAN OKTAR:... İnsanlar beyninin içinde yaşadıklarını bilmiyorlar.
Dışarıda yaşadıklarını zannediyorlar. Dışarıda insanların bedeni vardır, fakat
maddenin yapısından dolayı, atomun yapısından dolayı saydamdır madde. Bu
bilim adamlarının ittifakla söylediği yani dinsiz-dindar her ikisinin de ittifakla
söylediği bir sözdür. Ayrıca dışarıda ışık yok. Bu hiç bilinmiyor dünyada.
İnsanlar, "pırıl pırıl, güneşli, aydınlık bir ortam var" diyor... Güneşli havada gezi-
niyor.
Güneşli havada, Güneş'i gören hiçbir zaman için gerçek Güneş'i göremez.
Çünkü gerçek Güneş simsiyah karanlıktır. Güneş dalga yayar, insanın beyni o dalgayı
ışık olarak görüyor, ışık olarak algılıyor. Dışarıda ışık yok. Hangi bilim adamına sorar-
sanız sorun bunu bilirler ve madde; çekirdek, nötron ve protonun birbirlerine uzak-
lıklarından dolayı ve şiddetli uzak olduğu için saydamdır, yani cam gibi saydamdır
madde. Dolayısıyla dışarıda ne renk var, ne ışık var, ne de bizim anladığımız tarzda
bir madde var. O tarzda bir madde yok, yani saydam olan madde vardır. Dışarıda
renk diye bir şey yoktur, çünkü dalga boylarını beyin renk olarak algılar. Dışarıda dal-
galar var, o dalgalar beynimize geldiğinde kimini kırmızı, kimini yeşil, kimini mavi
olarak alır. Dışarıda renk yok, bu çok önemli bir şey. Yemyeşil ormanlık diyor mesela
bakıyor insanlar, öyle bir şey yok dışarıda. O beynin yorumu. Dolayısıyla bütün
bunlar beynin içinde şu kadarcık (mercimek kadar) yerde oluyor. Ufak bir yerde olu-
yor. Şimdi mesela biri diyor ki "benim muhteşem bir yatım var", beraber gidiyorlar,
yata bakıyor çok muhteşem bir yat. Bir gözünü kapatsın, gözüne yandan bastırsın,
hafifçe beyaz kısmına şu yan içten bastırsın, yat bir böyle gelir bir böyle gider bastır-
dıkça, bir böyle gelir, bir böyle gider. Neden böyle olur? Çünkü dışarıda yatın aslı
ile muhatap olmuyor ki görüntüsü ile muhatap oluyor da onun için. Yani beyninin
içerisinde... Dışarıda yat var, ama dışarıdaki yat saydamdır ve simsiyah karanlıktır.
Yatın görüntüsü beynine düşüyor, beyninde görüyor.
Her insan bir monitörün başında yaşar. Nasıl iş yerinde insanlar bir monitö-
rün başında görevini yapıyor, hiç ayrılmıyorlar, sürekli monitörün başında
yaşıyorlar. Veyahut güvenlik memurları oluyor, karşısında bir monitör olu-
yor değil mi?... İşte insan aynı öyle yaşıyor şu an beyninin içerisinde.
Elektrikten oluşan bir ekran var, onun başında yaşar insanlar. Bu yalnız bir
inanç, felsefe falan değil. Bu bilimsel bir gerçek. Hiçbir insanın reddedemeye-
ceği bir gerçektir bu.
( 30 Aralık 2009 tarihli röportaj/
www.a9.com.tr / www.harunyahya.tv)