Page 143 - Hazreti Yusuf Medresesi
P. 143
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Dar win'in Yı kı lan Umut la rı
An cak 19. yüz yı lın or ta sın dan bu ya na dün ya nın dört bir ya nın -
da hum ma lı fo sil araş tır ma la rı ya pıl dı ğı hal de bu ara ge çiş form la -
rı na rast la na ma mış tır. Ya pı lan ka zı lar da ve araş tır ma lar da el de
edi len bü tün bul gu lar, ev rim ci le rin bek le dik le ri nin ak si ne, can lı la -
rın yer yü zün de bir den bi re, ek sik siz ve ku sur suz bir bi çim de or ta ya
çık tık la rı nı gös ter miş tir.
Ün lü İn gi liz pa le on to log (fo sil bi lim ci) De rek V. Ager, bir ev rim ci
ol ma sı na kar şın bu ger çe ği şöy le iti raf eder:
So ru nu muz şu dur: Fo sil ka yıt la rı nı de tay lı ola rak in ce le di ği miz de, tür -
ler ya da sı nıf lar se vi ye sin de ol sun, sü rek li ola rak ay nı ger çek le kar şı la -
şı rız; ka de me li ev rim le ge li şen de ğil, ani den yer yü zün de olu şan grup lar
gö rü rüz. (Derek V. Ager, "The Nature of the Fossil Record", Proceedings
of the British Geological Association, c. 87, 1976, s. 133.)
Yani fosil kayıtlarında, tüm canlı türleri, aralarında hiçbir geçiş
formu olmadan eksiksiz biçimleriyle aniden ortaya çıkmaktadırlar.
Bu, Darwin'in öngörülerinin tam aksidir. Dahası, bu canlı türlerinin
yaratıldıklarını gösteren çok güçlü bir delildir. Çünkü bir canlı tü-
rünün, hiçbir sözde farklı tür atası olmadan, bir anda ve kusursuz
olarak ortaya çıkmasının tek açıklaması, o türün yaratılmış olması-
dır. Bu gerçek, ünlü evrimci biyolog Douglas Futuyma tarafından
da kabul edilir:
Ya ra tı lış ve ev rim, ya şa yan can lı la rın kö ke ni hak kın da ya pı la bi le cek ye -
ga ne iki açık la ma dır. Can lı lar dün ya üze rin de ya ta ma men mü kem mel
ve ek sik siz bir bi çim de or ta ya çık mış lar dır ya da böy le ol ma mış tır. Eğer
böy le ol ma dıy sa, bir de ği şim sü re ci sa ye sin de ken di le rin den ön ce var olan
ba zı can lı tür le rin den ev rim le şe rek mey da na gel miş ol ma lı dır lar. Ama
eğer ek sik siz ve mü kem mel bir bi çim de or ta ya çık mış lar sa, o hal de son -
141