Page 37 - Kuran'da Hicret
P. 37
Resulullah'›n Hicreti
ların eşit olduğunu, insanın parasının, soyunun ya da statüsü-
nün değil, sadece Allah katındaki konumunun anlam taşıdığını
bildirdi. Ve Allah'ın emri gereği onlara, kendisinden önceki
tüm Resullerin söylediği sözü tebliğ etti: "Artık Allah'tan
korkup-sakının ve bana itaat edin." (Şuara Suresi, 108)
Peygamberimiz (sav)'in bu tebliği, Mekke'nin önde gelenleri-
nin menfaatlerine ters düşüyordu. İman edenlerin sayısı yavaş
yavaş artıkça, din ahlakının o anki cahiliye düzenlerine zarar
vermesinden korkmaya başladılar. Kendileriyle aynı sokakta
yürüyen, sözlerini her gün duydukları insanın, Allah'ın "alem-
lere rahmet" (Enbiya Suresi, 107) olarak yolladığı bir hidayet
rehberi ve kutlu bir insan olduğundan habersizdiler. Bu neden-
le de onu, çeşitli iftiralarla yalanlamaya çalıştılar. Hz. Musa ve
kardeşi Hz. Harun için, "… Bunlar herhalde iki sihirbaz-
dır, sizi sihirleriyle yurdunuzdan sürüp-çıkarmak ve
örnek olarak tutturduğunuz yolunuzu (dininizi) yok
etmek istemektedirler." (Taha Suresi, 63) diyen Firavun
kavminin önde gelenleri gibi.
Mekke'nin önde gelenlerini rahatsız eden konuların başında,
Resulullah'ın yeni bir dinin önderi olarak toplumda elde etme-
ye başladığı konum geliyordu. Bu kişiler kendilerini devrin en
üstün insanları olarak gördükleri için, Allah'tan gelecek bir
vahyin de ancak kendilerine ulaşabileceğini sanıyorlardı. Bu ne-
denle, Allah'ın, rahmetini dilediği kuluna verdiği gerçeğini gör-
mezlikten gelerek Allah'ın elçisine karşı başkaldırdılar. Rabbi-
miz Kuran'da, Kureyş'in önde gelenlerinin bu tavırlarını bizle-
re şöyle haber verir:
35