Page 35 - Kuran'da Hicret
P. 35
Resulullah'›n Hicreti
Allah'a iman etmiyor, din ahlakını yaşamıyorlardı. Dolayısıyla
ahlaki yönden de bir sefalet içindeydiler. Tüm Mekke ve aslın-
da tüm Arabistan, koyu bir kabilecilik ve çekişmeye sahne olu-
yordu. Kişisel kibir ve ihtiraslar kabilecilik saplantısı ile birle-
şince, ortaya daimi bir sürtüşme ortamı çıkıyordu. Buna para-
lel olarak, toplumda "faşizan" bir ahlak yapısı gelişmişti: Güçlü-
lerin haklı sayıldığı, kadınların güçsüzlükleri nedeniyle hor gö-
rüldüğü, hatta bu yüzden yeni doğan kız çocuklarının bir utanç
vesilesi sayılarak diri diri toprağa gömüldüğü zalim bir toplum
düzeni vardı.
Mekke, önceki satırlarda da belirtildiği gibi, bu cahiliye düze-
nin merkeziydi. Bu ise, şehrin ticari bir merkez olmasının ya-
nı sıra, putperest dininin de merkezi olmasından kaynaklanı-
yordu. Neredeyse iki bin beş yüz yıl önce Hz. İbrahim tarafın-
dan Allah'a adanarak inşa edilen "Beyt-i Atik" (Eski Ev, Kabe),
putperest dininin tapınağı haline gelmişti. Kabenin içine üç yü-
zü aşkın put konmuştu ve Arabistan'ın dört bir yanından her
yıl bu putları ziyaret etmek için hacılar gelirdi. İnsanlar Allah'ın
Hz. İbrahim'e "İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya,
gerekse uzak yollardan (derin vadilerden) gelen yor-
gun düşmüş develer üstünde sana gelsinler." (Hac Su-
resi, 27) ayetiyle bildirdiği hac emrini terk etmiş, bunu zaman
içerisinde bir putperest ibadetine dönüştürmüşlerdi.
Mekke'nin hac merkezi olması, şehre çok büyük bir maddi
gelir de sağlıyordu. Hac zamanı Mekke bir panayır yerine dö-
nüyor ve Arabistan'ın dört bir yanından şehre gelen hacılar,
şehre çok önemli karlar bırakıyorlardı. Kabe'nin koruyucusu
olmak ise, Mekkeliler için bir "şeref" ve prestij kaynağıydı.
33