Page 182 - Darwinizm Kuran ile Bağdaşmaz
P. 182
180 DARWINİZM KURAN İLE BAĞDAŞMAZ
La marck'ın Yanılgısı
Pe ki bu "fay da lı de ği şik lik ler" na sıl olu şa bi lir di? Dar win, ken di
dö ne mi nin il kel bi lim an la yı şı için de, bu so ru yu La marck'a da ya na -
rak ce vap la ma ya ça lış mış tı. Dar win'den ön ce ya şa mış olan Fran sız
bi yo log La marck'a gö re, can lı lar ya şam la rı sı ra sın da ge çir dik le ri fi -
zik sel de ği şik lik le ri son ra ki nes le ak ta rı yor lar, ne sil den ne si le bi ri -
ken bu özel lik ler so nu cun da ye ni tür ler or ta ya çı kı yor du. Ör ne ğin
La marck'a gö re zü ra fa lar cey lan lar dan tü re miş ler di, yük sek ağaç la -
rın yap rak la rı nı ye mek için ça ba lar ken ne sil den ne si le bo yun la rı
uza mış tı.
Dar win de ben ze ri ör nek ler ver miş, ör ne ğin Tür le rin Kö ke ni
ad lı ki ta bın da, yi ye cek bul mak için su ya gi ren ba zı ayı la rın za man-
la ba li na la ra dö nüş tü ğü nü id dia et miş ti. (Charles Darwin, The Origin
of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard University Press,
1964, s. 184)
Ama Men del'in keş fet ti ği ve 20. yüz yıl da ge li şen ge ne tik bi li -
miy le ke sin le şen ka lı tım ka nun la rı, ka za nıl mış özel lik le rin son ra ki
ne sil le re ak ta rıl ma sı ef sa ne si ni ke sin ola rak yık tı. Böy le ce do ğal se -
lek si yon "tek ba şı na" ve do la yı sıy la tü müy le et ki siz bir me ka niz ma
ola rak kal mış olu yor du.
Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
Darwinistler ise bu duruma kendilerince bir çözüm bulabilmek
için 1930'ların sonlarında, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha
yaygın ismiyle neo-Darwinizm'i ortaya attılar. Neo-Darwinizm, doğal
seleksiyonun yanına "faydalı değişiklik sebebi" olarak mutasyonları,
yani canlıların genlerinde radyasyon gibi dış etkiler ya da kopyalama
hataları sonucunda oluşan bozulmaları ekledi. Bugün de hala bilimsel
olarak geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen, Darwinistlerin savun-
duğu model neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyon-
larca canlı türünün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız
kompleks organlarının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara da-