Page 167 - Evrim Açmazı 2. Cilt
P. 167
BÖBREK ENGEL‹ 165
rüz. Söz konusu farkların en belirginleri-
ni flöyle sıralayabiliriz:
1. A¤ırlı¤ın taflınması: Denizlerde
yaflayan canlılar kendi a¤ırlıklarını taflı-
mak gibi bir sorunla karflılaflmazlar. Vü-
cut yapıları da böyle bir iflleve yönelik
de¤ildir. Oysa karada yaflayanların bü-
yük bir kısmı enerjilerinin %40'ını vü-
cutlarını taflımak için kullanırlar. Kara
yaflamına geçecek bir su canlısının bu
enerji ihtiyacını karflılayabilecek yeni
kas ve iskelet yapıları gelifltirmesi kaçı-
nılmazdır, fakat bu kompleks yapıların
rastgele mutasyonlarla oluflması da
mümkün de¤ildir.
Evrimcilerin, Cœlacanth ve benzeri
Ö
E
L
R
K
E
N
B
G
E
balıkları "kara canlılarının atası" olarak B BÖBREK ENGEL‹ ‹
m
r
i
i
o
z
l
a
k
a
l
›
d
a
i
n
n
l
e
d
e
r
e
l
r
e
b
k
d
d
d
e
e
a
a
¤
r
u
›
l
r
r
hayal etmelerinin asıl nedeni ise, bu ba- B Bal›klar bedenlerindeki zararl› maddeleri do¤ru- -
r
a
›
n
b
u
i
b
r
r
a
a
K
›
d dan suya b›rak›rlar. Kara canl›lar›n›n ise böb- -
e
.
r
›
n
b
s
y
l
l
a
k
ö
l
n
c
r
a
›
n
s
a
a
a
›
lıkların yüzgeçlerinin kemikli olufludur.
t
y
u
l
v
y
r
r
a
a
›
l
ç
y
s
a
a
a
a
k
"
l
i
e
r
.
a
›
›
d
e
D
o
›
n
e
s
r
kl
h
r reklere ihtiyaçlar› vard›r. Dolay›s›yla "sudan ka- -
d
i
Bu kemiklerin zamanla a¤ırlık taflıyıcı
y
r
e
r
fl
e
g
b
b
ü
a
ö
d
i
a
r raya geçifl" senaryosu, böbreklerin de tesadü- -
t
y
e
l
a
n
s
e
d
n
r
"
i
,
a
o
k
s
e
e
ç
s
u
ayaklara dönüfltü¤ünü varsayarlar. An- f fen oluflmas›n› gerektirir. Oysa böbrekler son
t
i
O
e
g
r
b
r
ö
y
i
.
s
k
a
b
e
r
n
n
›
fl
r
e
o
e
k
a
e
l
m
s
n
›
r
o
s
lu
cak bu balıkların kemikleri ile kara can- d derece kompleks bir yap›ya sahiptir. Dahas› bir i r
a
r
h
e
a
o
i
h
›
r
y
e
i
a
y
a
p
e
a
p
c
k
s
m
D
b
b
s
t
p
s
l
e
›
i
r
k
.
s
e
k
b
ç
b
¤
i
l
i
i
n
r
z
i
s
m
v
i
e
e
p
y
i
re
ö
e
g
ö
a
n
i
s
v
k
a
i
i
n
lılarının ayakları arasında çok temel bir b böbre¤in görevini yapabilmesi için eksiksiz ve
›
u
k kusursuz olmas› gerekir. Yaln›zca %50'si veya a
a
y
s
n
e
Y
l
u
z
v
o
r
l
0
a
z
'
e
e
%
›
s
a
m
5
g
c
s
i
i
.
r
r
u
k
s
fark vardır: Balıklardaki kemikler, canlı-
r
b
i
ç
n
r
b
h
b
¤
i
ö
e
i
b
i
0
'
9
%
›
fl
m
u
o
l
a
'
i
0
% %70'i, hatta %90'› oluflmufl bir böbre¤in hiçbir r
7
,
t
t
a
h
u
fl
nın omurgasına ba¤lı de¤ildir. Omurga-
k
t
k
›
n
e
n
a
o
t
y
.
r
a
v
E
"
m
l
u
m
r
i
fl
v
i
u
l
r
l
e
i
a
o
i
r
l
o
s
y
i ifllevi yoktur. Evrim teorisi "kullan›lmayan or- -
ya ba¤lı olmadıkları için de a¤ırlık taflı- g gan at›l›r" varsay›m›na dayand›¤›na göre, ,
s
ö
g
r
a
a
e
a
›
l
d
t
›
r
v
n
n
"
r
›
a
y
¤
d
y
n
a
m
›
n
›
a
›
a
a
ma gibi bir ifllev üstlenemezler. Kara % %50'si sa¤lam olmayan bir böbrek daha evri- i -
i
s
y
e
a
a
ö
b
b
0
r
5
v
n
e
s
r
b
'
a
h
a
o
r
i
¤
m
k
a
l
l
d
m
a
v
n
a
a
i
n
c
a
c
m
ü
a
a
i
.
l
›
t
kt
i
a
d
u
n
k
›
a
fl
l
s
n
r
a
›
t
t
canlılarında ise kemikler do¤rudan m minin ilk aflamas›nda vücuttan at›lacakt›r.
omurgaya ba¤lıdır. Dolayısıyla, bu yüz-
geçlerin yavafl yavafl ayaklara dönüfltük- kadar büyük farklar arasında olmaz. De-
leri iddiası da temelsizdir. nizlerdeki sabit sıcaklı¤a göre bir vücut
2. Sıcaklı¤ın korunması: Karada ısı sistemine sahip olan bir canlı, karada ya-
çok çabuk ve çok büyük farklarla de¤i- flayabilmek için karadaki sıcaklık de¤ifli-
flir. Bir kara canlısının, bu yüksek ısı mine uyum sa¤layacak korunma siste-
farklılıklarına uyum sa¤layacak bir me- mini kazanmak zorundadır. Kuflkusuz
tabolizması vardır. Oysa denizlerde ısı balıkların karaya çıkar çıkmaz rastlantı-
çok a¤ır de¤iflir ve bu de¤iflim karadaki sal mutasyonlar sonucunda böyle bir sis-
Harun Yahya (Adnan Oktar)