Page 119 - Dünya Hayatında Tüm Zevkleri Tüketenler
P. 119
Harun Yahya (Adnan Oktar) 117
seler de, aslında yaşadıkları bu kötü ahlak ruhlarında çok derin
bir tahribat oluşturur. Vicdanlarına her aykırı hareket ettikle-
rinde, bu onların içlerinin daha da kararmasına, ruhlarında
daha büyük boşluklar, maneviyatlarında daha büyük kayıplar
oluşmasına neden olur.
Gün boyunca yüzlerce defa güzel davranacakları olaylarla
karşı karşıya gelirler. Ne var ki bu fırsatları sürekli olarak vic-
dansızca değerlendirmeleri onları duyarsızlaştırır. Artık hiçbir
şeyden etkilenmeyen, vicdanlarında en ufak bir kıpırtı dahi his-
setmeden her türlü yanlış tavrı rahatlıkla yapabilecek insanlar
haline gelirler.
Hem hiç emek vermemek, hem de güzel bir dünyada, güzel
bir hayat yaşamak isterler. Oysa emek vermeden hiçbir güzel-
lik ortaya çıkmaz. Allah'ın bir Kuran ayetinde "İnsan, hayır
istemekten bıkkınlık duymaz..." (Fussilet Suresi, 49) sözle-
riyle belirttiği gibi, kendileri için hep herşeyin en iyisini, en faz-
lasını isterler. Güzel ahlak gösterip bunun için çaba harcama-
ları söz konusu olduğunda ise "ben böyleyim", "bu yaştan
sonra değişemem ki", "benim kişiliğim böyle, yapım böyle" gibi
sözler sarf ederler. Halbuki bu durum ne yapılarından ne de
yaşlarından kaynaklanmaktadır. Bu, sadece hiç emek vermeyip,
nefisleri nasıl istiyorsa öyle davranmalarındandır. İnsan ancak
emek harcadığında, doğru olanı yapmak için irade gösterdiğin-
de ortaya güzel bir tavır çıkar. Fakat cahiliye insanları nefisle-
rini eğitmek, irade kullanmak için kendilerini motive edecek
bir sebep bulamazlar. Ahirete inanmadıkları, hesap gününde
vicdanlarına uyup uymadıkları konusunda sorguya çekilecekle-
rine ihtimal vermedikleri için "Neden kendimi zora sokayım?",