Page 91 - Dünya Hayatında Tüm Zevkleri Tüketenler
P. 91

Harun Yahya (Adnan Oktar)               89


            ması da entelektüelliğin modernlik olduğunu sanan bazı insan-
            larda görülür. Bu kişiler, pejmürde bir yaşam stilinin ve pej-
            mürde bir giyim tarzının kendilerine ayrı bir hava ve üstünlük
            kattığına inanırlar. Bedenlerine ve giysilerine sinen sigara
            kokusundan ve dumandan yanlarına yaklaşılmayan, dağınık,

            uzun ve kirli saçlarından, bakımsız ve kirli sakallarından yüzle-
            rine bakılamayan bu insanlar, aslında tam tersine ciddi anlam-
            da bir iticilik kazanmış olurlar. Temiz, tertipli, bakımlı oldukla-
            rında, aydınlık, havadar ve ferah ortamlarda oturup sohbet
            ettiklerinde "entel" vasıflarını kaybedeceklerini ve sıradan
            insanlar haline geleceklerini sanırlar.
               Böylesine sağlıksız şartlar altında yaşamaları ise cahiliye
            insanları üzerinde ruhen olduğu kadar fiziksel anlamda da
            büyük tahribatlar oluşmasına neden olur. Yaşadıkları ortamla-
            rın kirli olmasından dolayı sık sık rahatsızlanırlar, havasız, tozlu
            ve kirli ortamlarda yaşamaktan ciğerleri yıpranır, ciltleri bozu-
            lur, renkleri sararır. Zamanla estetikten, güzelliklerden etki-
            lenmeyen, kalpleri katılaşmış, inceliklerden zevk alabilme yete-
            neklerini kaybetmiş, ruhları yozlaşmış insanlara dönüşürler.
               Müminler için ise, temizlik hem önemli bir ibadet hem de
            ruhen çok zevk aldıkları büyük bir nimettir. Temizlik ruhlarına

            zevk verir. Huzur, ferahlık, rahatlık sağlar. Güven verir.
            Müminlerin yaşadıkları ortamlarda bir insan hiç tereddüt
            etmeden, tedirgin olmadan istediği eşyayı kullanır, istediği yere
            oturup kalkar, istediği şeyden gönül rahatlığıyla yer. Tüm
            müminlerin Allah'tan korktuklarını, güzel ahlaka uygun olma-
            yan bir davranışta bulunmayacaklarını, kalabalığın arasında iken
            de, yalnız kaldıklarında da hep aynı ahlakı göstereceklerini, her
   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96