Page 419 - İslam ve Uzakdoğu Dinleri
P. 419

417





                  Bu durumda, iddia edilen uzun dönüflüm süreci içinde say›s›z

             "ara türler"in oluflmufl ve yaflam›fl olmalar› gerekir.
                  Örne¤in geçmiflte, bal›k özelliklerini tafl›malar›na ra¤men, bir
             yandan da baz› sürüngen özellikleri kazanm›fl olan yar› bal›k-yar› sü-
             rüngen canl›lar yaflam›fl olmal›d›r. Ya da sürüngen özelliklerini tafl›r-
             ken, bir yandan da baz› kufl özellikleri kazanm›fl sürüngen-kufllar orta-
             ya ç›km›fl olmal›d›r. Bunlar, bir geçifl sürecinde olduklar› için de, sakat,
             eksik, kusurlu canl›lar olmal›d›r. Evrimciler geçmiflte yaflam›fl oldukla-
             r›na inand›klar› bu teorik yarat›klara "ara-geçifl formu" ad›n› verirler.
                  E¤er gerçekten bu tür canl›lar geçmiflte yaflam›fllarsa bunlar›n sa-
             y›lar›n›n ve çeflitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olmas› gerekir. Ve
             bu ucube canl›lar›n kal›nt›lar›na mutlaka fosil kay›tlar›nda rastlanmas›

             gerekir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde bunu flöyle aç›klam›flt›r:
                  E¤er teorim do¤ruysa, türleri birbirine ba¤layan say›s›z ara-geçifl çeflitle-
                  ri mutlaka yaflam›fl olmal›d›r... Bunlar›n yaflam›fl olduklar›n›n kan›tlar› da
                  sadece fosil kal›nt›lar› aras›nda bulunabilir.  187


                            '
                            i
                          n
                      r
                       w
                         i
                                   ›
                                    k
                                     ›
                             n

                                Y
                     a
                                         n

                  D Darwin'in Y›k›lan Umutlar›         ›
                                               m
                                       a
                                                   l
                                                 u
                                                     r
                                                    a
                                      l
                                           U
                                                  t
                  Ancak 19. yüzy›l›n ortas›ndan bu yana dünyan›n dört bir yan›nda
             hummal› fosil araflt›rmalar› yap›ld›¤› halde bu ara geçifl formlar›na
             rastlanamam›flt›r. Yap›lan kaz›larda ve araflt›rmalarda elde edilen bü-
             tün bulgular, evrimcilerin beklediklerinin aksine, canl›lar›n yeryüzün-
             de birdenbire, eksiksiz ve kusursuz bir biçimde ortaya ç›kt›klar›n› gös-
             termifltir.
                  Ünlü ‹ngiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir evrimci
             olmas›na karfl›n bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:
                  Sorunumuz fludur: Fosil kay›tlar›n› detayl› olarak inceledi¤imizde, türler
                  ya da s›n›flar seviyesinde olsun, sürekli olarak ayn› gerçekle karfl›lafl›r›z;
                  kademeli evrimle geliflen de¤il, aniden yeryüzünde oluflan gruplar görü-
                  rüz.  188
                                        Harun Yahya
   414   415   416   417   418   419   420   421   422   423   424