Page 101 - Ölüm Kıyamet Cehennem
P. 101
Harun Yahya (Adnan Oktar) 95
Şüphesiz, size vadedilen gerçekleşecektir. Yıldızlar
‘örtülüp (ışıkları) silindiği’ zaman. Gök yarıldığı za-
man. Dağlar, kökünden sökülüp savurulduğu zaman.
(Mürselat Suresi, 7-10)
Kıyametle beraber, insanın bildiği, alıştığı ve sonsuza dek
süreceğini sandığı bütün varlıklar ve düzenler temelinden bo-
zulmaya uğrar, darmadağın olur ve en sonunda yokluğa karı-
şırlar. O gün gökyüzünün uğradığı akıbet de böyledir. Gökyü-
zü, insanın doğumundan itibaren varlığından ve devamından
emin olduğu, kendisini koruyan bir tavandır. Oysa kıyamet gü-
nü hayatı boyunca insanı saran atmosfer, o gün aynen erimiş
maden gibi akkor haline gelir. Kuran’da, o gün gökyüzünün du-
rumu, “gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün” (Me-
aric Suresi, 8) şeklinde tarif edilmektedir.
Kıyamette gerçekleşecek olan bu büyük olayların insana
vereceği dehşet, normal zamanlarda oluşan doğal felaketlerin
verdiği korku ile kıyaslanarak belki kısmen anlaşılabilir. Dep-
remler ya da volkanik patlamalar, bilindiği gibi insanların en
çok korktuğu olaylardandır. Yeryüzünün doğal, süregelen ve
alışılmış şartlarında meydana gelen bu tür değişiklikler, çoğu
insanda büyük panik meydana getirir. Depremle çatlayan yer
kabuğu veya lav püskürten bir volkan, insandaki alışmışlığı ve
rahatı bir anda ortadan kaldırır. İnsan, umursamadan her gün
bastığı sağlam zeminin değerini, o felaket anında çok iyi anlar.
Ancak verdiği bütün acılara rağmen deprem veya yanardağ
patlaması, geçici olaylardır. Bir deprem ya da patlama yaşanır
ve biter. Bir süre sonra acıları unutulur, bir anı olarak kalır.
Ama kıyamet günü, ne bir depreme ne de başka bir afete ben-
zemez. Bu günde birbiri ardına gelen inanılmaz yıkımlar, var