Page 55 - Ölüm Kıyamet Cehennem
P. 55

Harun Yahya (Adnan Oktar)               53

               Gafletin Sonucu

               Önceki bölümlerde, ölüm, insana yaşadığı sürece kendini
            hatırlatır demiştik. Ya bu hatırlatmalar ona fayda verir ve bir-
            takım konuları tekrar gözden geçirmesi, hayata ve olaylara ba-
            kış açısını yeniden düzenlemesi gerektiğini ciddi bir şekilde dü-
            şünmeye başlar. Ya da sözünü ettiğimiz savunma mekanizma-
            ları devreye girer, kalbinin ve gözünün önündeki gaflet perde-
            si günden güne daha da kalınlaşmaya başlar.
               İşte inkarcıların bir kısmının yaşlanıp ölüme iyice yaklaştık-
            ları halde, ölümü büyük bir sakinlikle, akılsızca bir rahatlıkla
            beklemeleri bu perdenin kalınlığının göstergesidir. Çünkü
            ölüm onlara artık yalnızca güzel ve tatlı bir uykuyu, huzur ve
            sakinliği, ebedi bir rahatlığı çağrıştırmaktadır.
               Oysa onları yoktan var edip yaratan, sonra öldürüp tekrar
            diriltecek olan Allah onlara azapla geçirecekleri ebedi bir ha-
            yatı, ebedi bir pişmanlığı ve mutsuzluğu vaat etmiştir. Onlar da
            bu gerçeği, tam ebedi uykuya dalacaklarını sandıkları ölüm
            anında bizzat görürler. Çünkü, ölümün bir yokoluş olmadığını,
            aksine kendileri için azapla dolu yeni bir dünyanın başlangıcı ol-
            duğunu anlarlar. Canlarını alan ölüm meleklerinin dehşet veri-
            ci gelişi, o büyük azabın ilk habercisidir. Bu nedenle Kuran’da,
            ölümden sonraki yaşamı reddeden inkarcılardan söz edilirken
            “Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura
            canlarını aldıkları zaman nasıl olacak?” (Muhammed Sure-
            si, 27) denir. Bu anda, inkarcıların ölümden önceki küstah ve
            kibirli tavırları yerini dehşet, pişmanlık, çaresizlik ve sonsuz bir
            acıya bırakır. Allah Kuran’da, bu durumu şöyle haber verir:
                Dediler ki: “Biz yer (toprağın için) de yok olup gittik-
                ten sonra, gerçekten biz mi yeniden yaratılmış olaca-
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60