Page 179 - Risale-i Nur - Şualar
P. 179

DOKUZUNCU  ŞUÂ                                                                                                                181


                                                                         ِ
                                                               ِ
                         ِ
                                                                  ِ
                                   ِ
                ِ
           ٌٌّلهكٌضرَلْاٌوٌت اومسلاٌ ٌ فٌِنم ٌهَلٌو  ۞ ٌ  ٌنوجرختٌمتنَا ٌ اذا ٌضرَلْاٌنمٌةوع َ َ ْ  ٌ د
                                                َ ه ه ْ َ ْ ه
                                                                           ً
                      َ
                                     ْ َ
                                        ه َ
                                                                        َ
                                                              َ ْ
                                                                   ْ
                           َ ٰ َّ
                  ْ
                 ِ
                                                                        ِ
                                                         ۪
                                     ۪
             ٌهَلوٌهيَلعٌنوهَاٌوهٌو ٌ ٌ هديعي ٌمثٌقْل ٌ خْلاٌءودبي ٌ ىذَّلا ٌوهٌو  ۞ ٌ  ٌنو ٌ تناقٌهَل
                                                            َ ه َ
                                                                       ه ٰ ه
                                                                    َ
                                 ه ه َ
                                             َ َ
                                                   َ َ
              ه َ ْ َ ه َ ْ َ ه
                                       َّ ه ه
                                                    ْ
                                                ه
                                               ِ
                                                          ِ
                    ٌ ميكحْلاٌزي۪زعْلا ٌو ه َ َ  ٌ ٌ هو  ٌ ضرَلْاوٌتاومسلاٌفٌِ ٌٰ لٰعَلْاٌلثمْلا
                                       ِ
                      ۪
                                             َ
                           ه َ
                   ه
                                                                  ه َ َ
                       َ
                                                  َ ٰ َّ
                                         ْ
                                                             ْ

               İmanın  bir  Kutbunu  gösteren  bu  Semavî  Âyat-ı  Kübranın  ve
           Haşri isbat eden şu Kudsî Berahin-i Uzmânın bir Nükte-i Ekberi ve
           bir Hüccet-i A'zamı; bu "Dokuzuncu Şua"da beyan edilecek. Latif
           bir  İnayet-i  Rabbaniyedir  ki:  Bundan  otuz  sene  evvel  Eski  Said,
           yazdığı  Tefsir  mukaddemesi  "Muhakemat"  namındaki  Eserin
           âhirinde;

               İKİNCİ MAKSAD: Kur'anda Haşre işaret eden iki Âyet Tefsir
                                    ve beyan edilecek.

                                                  ِ
                                                         ِ
                                   ۪
                                ميح َّ ٌ رلاٌِنمحرلاٌللّاٌِمبِ ٌ وخن
                                                   ٰ
                                                            ه َ
                                          ٰ ْ َّ
                                                        ْ

           deyip  durmuş.  Daha  yazamamış.  Hâlık-ı  Rahîm'ime  Delail  ve
           Emarat-ı  Haşriye  adedince  Şükür  ve  Hamd  olsun  ki,  otuz  sene
           sonra  tevfik  İhsan  eyledi.  Evet  bundan  dokuz-on  sene  evvel  o  iki
           Âyetten birinci Âyet olan
                                                      ِ
                                                                 َٓ ِ
                    ِ
                ِ
                       ِ
                                                            ِ
             ٌكلذ ٌناٌاتِومٌدعبٌضرَلْاٌ ٌ ِ يِحيٌفيَك ٌ ِ ٌ للّا ٌتمحرٌراثٰا ٌ ٰلا ٌرهظناف
                                                                     ْ ْ َ
                                                              َ
              َ
                                                  ٰ
                  َّ ٰ
                                                        َ ْ َ
                      َ ْ َ َ َ َ ْ
                             ْ
                                         ْ ه َ ْ
                                 ٍ ۪
                              ٌ دق ي ٌ ر    ٌء ٌ َ شٌَِلهكٌ ٰلٰعٌوهوٌ ٰ تومْلاٌ ِ يِحمَل
                                َ  ْ   ِّ  َ َ ه َ  ْ َ    ْ ه
              Ferman-ı  İlahînin  iki  parlak  ve  çok  kuvvetli  hüccetleri  ve
           Tefsirleri  bulunan  Onuncu  Söz  ile  Yirmidokuzuncu  Söz'ü  İn'am
           etti,  münkirleri  susturdu.  Hem  İman-ı  Haşrînin  hücum  edilmez  o
           iki metin kal'asından, dokuz ve on sene sonra ikinci Âyet olan başta
           mezkûr  Âyat-ı  Ekberin  Tefsirini  bu  Risale  ile  İkram  etti.  İşte  bu
           Dokuzuncu Şua, mezkûr Âyatıyla işaret edilen dokuz âlî Makam ve
           bir ehemmiyetli Mukaddemeden ibarettir.
   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184