Page 276 - Risale-i Nur - Şualar
P. 276
Onikinci Şua
[Denizli Mahkemesi Müdafaatından * ]
ٌ هناحبسٌهمساب
ِ ِ
ِ
ه َ َ ْ ه
ْ
Efendiler!
Size kat'î haber veriyorum ki: Buradaki zâtların, bizimle ve Risale-i
Nur'la münasebeti olmayan veya az bulunanlardan başka, istediğiniz
kadar hakikî Kardeşlerim ve Hakikat yolunda Hakikatlı Arkadaşlarım
var. Biz Risale-i Nur'un Keşfiyat-ı Kat'iyyesiyle iki kerre iki dört eder
derecesinde sarsılmaz bir kanaatla bilmişiz ki; ölüm bizim için Sırr-ı
Kur'an ile, i'dam-ı ebedîden terhis tezkeresine çevrilmiş; ve bize muhalif
ve dalalette gidenler için o kat'î ölüm, ya i'dam-ı ebedîdir (eğer Âhirete
kat'î İmanı yoksa) veya ebedî ve karanlıklı haps-i münferiddir (eğer
Âhirete inansa ve sefahet ve dalalette gitmiş ise). Acaba dünyada bu
mes'eleden daha büyük, daha ehemmiyetli bir Mes'ele-i İnsaniye var mı
ki, bu ona âlet olsun? Sizden soruyorum! Madem yoktur ve olamaz,
neden bizimle uğraşıyorsunuz? Biz en ağır cezanıza karşı kendimiz,
Âlem-i Nura gitmek için bir terhis tezkeresini alıyoruz diye kemal-i
Metanetle bekliyoruz.
------------------
(*): Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Denizli Mahkemesi
Müdafaanamesine bazı lüzumlu tayy ve ilâveleri yaparak Afyon Mahkemesine -
Vahdet-i mes'ele münasebetiyle- aynı müdafaanameyi ibraz ettiğinden, bu Denizli
Müdafaanamesinin büyük bir kısmını, Afyon Mahkemesi Müdafaanamesiyle
birleştirmiş ve Ondördüncü Şua namını vermiştir.