Page 150 - Sakın Unutmayın
P. 150

Sakın Unutmayın

              olarak) gönderdik. O da dedi ki: "Ey Kavmim, gerçek
              şu ki, ben size (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcıyım.

              Allah'a kulluk edin, O'ndan korkun ve bana itaat edin.
              Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir
              ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği
              zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız." Dedi ki:
              "Rabbim, gerçekten kavmimi gece ve gündüz davet
              edip-durdum. Fakat davet etmem, bir kaçıştan başka-
              sını arttırmadı. Doğrusu ben, onları bağışlaman için
              her davet edişimde, onlar parmaklarını kulaklarına
              tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyüklük tas-
              ladıkça büyüklük gösterip-direttiler. Sonra onları açık-
              tan açığa davet ettim. Daha sonra (davamı) onlara
              açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla
              yanaşmak     istedim.    "Bundan    böyle"    dedim.
              "Rabbinizden mağfiret isteyin; çünkü gerçekten O,
              çok bağışlayandır." (Nuh Suresi, 1-10)

              De di ler ki: "Ey Nuh, bi zim le çe ki şip-dur dun, bu çe kiş -
              me de ile ri de git tin. Eğer doğ ru söy lü yor san, bi ze va -
              at et ti ği ni ge tir (gö re lim.)" De di ki: "Eğer di ler se, onu
              si ze Al lah ge ti rir ve siz (O'nu) aciz bı ra ka cak de ğil si -
              niz." "Eğer Al lah si zi az dır ma yı di le miş se, ben si ze
              öğüt ver mek is te sem de, öğü dü mün si ze ya ra rı ol maz.

              O si zin Rab bi niz dir ve O'na dön dü rü le cek si niz." On -
              lar: "Bu nu ken di si uy dur du" mu di yor lar? De ki: "Eğer




                                      148
   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154   155