Page 411 - Kuran Fihristi
P. 411

Harun Yahya (Adnan Oktar)

           öğüt alıp-dü şün me ye cek mi si niz?" (6/80)  O'na dön dü rü le cek si niz." (11/34)
           İş te Al lah'ın hi da yet ver dik le ri bun lar dır; öy ley se sen de on la rın  De di ki: "Ey Nuh, ke sin lik le o se nin ai len den de ğil dir. Çün kü o,
           bu hi da yet le ri ne uy. De ki: "Ben bu nun için siz den bir üc ret is -  sa lih ol ma yan bir iş (yap mış tır). Öy ley se hak kın da bil gin ol ma -
           te mi yo rum. O (Kur'an), alem le re bir 'öğüt ve ha tır lat ma dan' baş-  yan şe yi ben den is te me. Ger çek ten ben, ca hil ler den ol ma ya sın
           ka sı de ğil dir." (6/90)              di ye sa na öğüt ve ri yo rum." (11/46)
           Bu, Rab bi nin dos doğ ru yo lu dur. Öğüt alıp dü şün me si ni bi len bir  Gün dü zün iki ta ra fın da ve ge ce nin (gün dü ze) ya kın sa at le rin de
           top lu luk için ayet le ri böy le bi rer bi rer açık la dık. (6/126)  na ma zı kıl. Şüp he siz iyi lik ler, kö tü lük le ri gi de rir. Bu, öğüt alan-
           Ye ti min ma lı na, o er gin lik ça ğı na eri şin ce ye ka dar -o en gü zel  la ra bir öğüt tür. (11/114)
           (şek lin) dı şın da- yak laş ma yın. Öl çü yü ve tar tı yı doğ ru ola rak  Sa na el çi le rin ha ber le rin den -kal bi ni sağ lam laş tı ra  cak- doğ ru
           ya pın. Hiç bir nef se, gü cü nün kal dı  ra bi le ce ği dı şın da bir şey  ha ber ler ak ta rı yo ruz. Bun da sa na hak ve mü'min le re bir öğüt ve
           yük le me yiz. Söy le di ği niz za man -ya kı nı nız da hi ol sa- adil olun.  uya rı gel miş tir. (11/120)
           Al lah'ın ah di ne ve fa gös te rin. İş te bun lar la si ze tav si ye (emr) et -  Oy sa ki sen bu na kar şı on lar dan bir üc ret de is te mi yor sun. O,
           ti; umu lur ki öğüt alıp-dü şü nür sü nüz." (6/152)  alem ler için yal nız ca bir 'öğüt ve ha tır lat ma dır.' (12/104)
           (Bu,) Bir Ki tap'tır ki onun la uyar man için ve mü'min le re bir öğüt  Pe ki, sa na Rab bin den in di ri le nin ger çek ten hak ol du ğu nu bi len
           ol mak üze re sa na in di ril di. Öy ley se bun dan do la yı göğ sün de bir  ki şi, o gör me yen (a'ma) gi bi mi dir? An cak te miz akıl sa hip le ri
           sı kın tı ol ma sın. (7/2)             öğüt alıp-dü şü ne bi lir ler. (13/19)
           Rab bi niz den si ze in di ri le ne uyun, O'ndan baş ka ve li le re uy ma -  Rab bi nin iz niy le her za man ye mi şi ni ve rir. Al lah in san lar için ör -
           yın. Ne az öğüt alı yor su nuz? (7/3)  nek ler ve rir; umu lur ki on lar öğüt alır-dü şü nür ler. (14/25)
           Ve: "Ger çek ten ben si ze öğüt ve ren ler de nim" di ye ye min de et -  İş te bu (Kur'an) uya rı lıp kor ku tul sun lar, ger çek ten O'nun yal nız  -
           ti. (7/21)                             ca bir tek ilah ol du ğu nu bil sin ler ve te miz akıl sa hip le ri iyi ce
           Ey Ade mo ğul la rı, Biz si  zin çir kin yer le ri ni zi ör te cek bir el bi se ve  öğüt alıp dü şün sün ler di ye bir bil di rip-du yur ma (bir be lağ)dır.
           si ze 'süs ka zan dı ra cak bir gi yim' in dir dik (va ret tik). Tak va ile ku -  (14/52)
           şa nıp-do nan mak ise, bu da ha ha yır lı dır. Bu, Al lah'ın ayet le rin -  Yer de si zin için üre tip-tü ret ti ği çe şit li renk ler de ki le ri de (fay da -
           den dir. Umu lur ki öğüt alıp-dü şü nür ler. (7/26)  nı za ver di). Şüp he siz bun da, öğüt alıp dü şü nen bir top lu luk için
           Si ze Rab bi min ri sa le ti ni teb liğ edi yo rum. (Ay rı ca) Si ze öğüt ve -  ayet ler var dır. (16/13)
           ri yor ve si zin bil me dik le ri ni zi ben Al lah'tan bi li yo rum. (7/62)  Ya ra tan, hiç ya rat ma yan gi bi mi dir? Ar tık öğüt alıp-dü şün mez
           Si ze Rab bi min ri sa le ti ni teb liğ edi yo rum. Ben si zin için gü ve ni -  mi si niz? (16/17)
           lir bir öğüt çü yüm." (7/68)           Şüp he siz Al lah, ada le ti, ih sa nı, ya kın la ra ver me yi em re der; çir-
           O da on lar dan yüz çe vir di ve (şöy le) de di: "Ey kav mim, an dol -  kin utan maz lık lar dan (fah şa dan), kö tü lük ler den ve zor ba lık lar -
           sun si ze Rab bi min ri  sa le ti ni teb liğ et tim ve si ze öğüt ver dim.  dan sa kın dı rır. Si ze öğüt ver mek  te dir, umu lur ki öğüt alıp-dü şü -
           Ama siz, öğüt ve ren le ri sev mi yor su nuz." (7/79)  nür sü nüz. (16/90)
           O da on lar dan yüz çe vir di ve (şöy le) de di: "Ey kav mim an dol -  Rab bi nin yo lu na hik met le ve gü zel öğüt le ça ğır ve on lar la en
           sun, si ze Rab bi min ri sa le ti ni teb liğ et tim ve si ze öğüt ver dim.  gü zel bir bi çim de mü ca de le et. Şüp he siz se nin Rab bin yo lun -
           Şim di ben, in kâ ra sa pan bir top lu lu ğa na sıl üzü le bi li rim?" (7/93)  dan sa pa nı bi len dir ve hi da ye te ere ni de bi len dir. (16/125)
           An dol sun, Biz de Fi ra vun ai le (çev re)si ni bel ki öğüt alıp dü şü -  An dol sun, Biz bu Kur'an'da çe şit li açık la ma lar yap tık, öğüt alıp-
           nür ler di ye yıl lar yı lı ku rak lı ğa ve ürün kıt lı ğı na uğ rat tık. (7/130)  dü şün sün ler di ye. Oy sa bu, on la rın da ha uzak laş ma la rın dan
           Biz ona Lev ha lar'da her şey den bir öğüt ve her şe yin ye ter li bir  baş ka sı nı art tır mı yor. (17/41)
           açık la ma sı nı yaz dık. (Ve:) "Şim di bun la ra sı kı ca sa rıl ve kav mi -  Ken di si ne Rab bi nin ayet le ri öğüt le ha tır la tıl dı ğı za man, sırt çe -
           ne de em ret ki en gü ze  liy le sa rıl sın lar. Si ze fa sık la rın yur du nu  vi ren ve el le ri nin ön den gön der dik le ri (amel le  ri)ni unu tan dan
           pek ya kın da gös te re ce ğim" (de dik). (7/145)  da ha za lim kim dir? Biz ger çek ten, kalp le ri üze ri ne onu kav ra yıp
           On lar dan bir top lu luk: "Al lah'ın ken di le ri ni he lak et mek ve ya şid-  an la ma la rı nı en gel le yen bir per de (ger dik), ku lak la rı na bir ağır-
           det li bir aza ba uğ rat mak is te di ği bir kav me ne di ye öğüt ve ri -  lık koy duk. Sen on la rı hi da ye te ça ğır san bi le, on lar son su za ka -
           yor su nuz?" de di ğin de "Rab bi ni ze kar şı bir özür için ve bir ih ti -  dar as la hi da yet bu la maz lar. (18/57)
           mal sa kı na bi lir ler, di ye" de di ler. (7/164)  De di ki: "Eğer ba na uya cak olur san, hiç bir şey hak kın da ba na
           Gör mü yor lar mı ki, ger çek ten on lar her yıl, bir ve ya iki de fa be -  so ru sor ma, ben sa na öğüt le-an la tıp söz edin ce ye ka dar."
           la ya çarp tı rı lı yor lar da son ra tev be et mi yor lar ve öğüt alıp (ders  (18/70)
           çı ka rıp) dü şün mü yor lar. (9/126)  Sa na (Ey Mu ham med,) Zu'l-Kar neyn hak kın da so rar lar. De ki:
           Şüp he siz si zin Rab bi niz, al tı gün  de gök le ri ve ye ri ya ra tan, son -  "Si ze, on dan 'öğüt ve ha tır lat ma ola rak' (ba zı bil gi ler) ve re ce -
           ra ar şa is ti va eden, iş le ri evi rip-çe vi ren Al lah'tır. Onun iz ni ol ma-  ğim. (18/83)
           dık tan son ra, hiç kim se şe fa at çi ola maz. İş te Rab bi niz olan  'İçi tit re ye rek kor ku du yan la ra' an cak öğüt  le-ha tır lat ma (ol sun
           Allah bu dur, öy ley se O'na kul luk edin. Yi ne de öğüt alıp dü şün -  di ye in dir dik). (20/3)
           me ye cek mi si niz? (10/3)            Ona yu mu şak söz söy le yin, umu lur ki öğüt alıp-dü şü nür ve ya içi
           Ey in san lar, Rab bi niz den si ze bir öğüt, si ne ler de ola na bir şi fa  tit rer-kor kar." (20/44)
           ve mü'min ler için bir hi da yet ve rah met gel di. (10/57)  An dol sun, Biz Mu sa'ya ve Ha run'a, tak va sa hip le ri için bir ay -
           Bu iki gru bun ör ne ği; kör ve sa ğır ile gö ren ve işi ten gi bi dir. Ör -  dın lık ve bir öğüt (zi kir) ola rak, hak ile ba tı lı bir bi rin den ayı ran
           nek çe bun lar eşit olur mu? Yi ne de öğüt alıp-dü şün me ye cek mi -  (fur kan)ı ver dik. (21/48)
           si niz? (11/24)                        Al lah'ın dır" di ye cek ler. De ki: "Yi ne de öğüt alıp-dü şün me ye cek
           Eğer Al lah si zi az dır ma yı di le miş se, ben si ze öğüt ver mek is te -  mi si niz?" (23/85)
           sem de, öğü dü mün si ze ya ra rı ol  maz. O si zin Rab bi niz dir ve  (Bu,) İn dir di ği miz ve (hü küm le ri ni) farz kıl dı ğı mız bir sû re dir.
                                                                                   409
   406   407   408   409   410   411   412   413   414   415   416