Page 412 - Kuran Fihristi
P. 412

KURAN FİHRİSTİ

          İçin de, umu lur ki öğüt alıp dü şü nür sü nüz di ye apa çık ayet ler in -  Ken di le ri ne öğüt ve ril di ğin de, öğüt al mı yor lar. (37/13)
          dir dik. (24/1)                       Hiç mi öğüt alıp-dü şün mü yor su nuz? (37/155)
          Eğer iman eden ler den ise niz, bu nun gi bi si ne bir da ha dön me -  (Bu Kur'an,) Ayet le ri  ni, iyi den iyi ye dü şün sün ler ve te miz akıl
          me niz için Al lah si ze öğüt ver mek te dir. (24/17)  sa hip le ri öğüt al sın lar di ye sa na in dir di ği miz mü ba rek bir ki tap -
          Ey iman eden ler, ev le ri niz den baş ka ev le re, ya kın lık ku rup (izin  tır. (38/29)
          al ma dan) ve (ev hal kı na) se lam ver me den gir me yin. Bu si zin  Ka tı mız dan ona bir rah met ve te miz akıl sa hip le ri ne bir öğüt ol -
          için da ha ha yır lı dır; umu lur ki öğüt alıp dü şü nür sü nüz. (24/27)  mak üze re ai le si ni ve on lar la bir lik te bir ben ze ri ni de ba ğış la dık.
          An dol sun, si ze açık la yı cı ayet ler, siz den ön ce ge lip ge çen ler -  (38/43)
          den bir ör nek ve tak va sa hip le ri için bir öğüt in dir dik. (24/34)  Yok sa o, ge ce sa atin de kal kıp da sec de ede rek ve kı ya ma du -
          An dol sun bu nu, on la rın ara sın da öğüt alıp-dü şün sün ler di ye  ra rak gö nül den ita at (iba det) eden, ahi ret ten sa kı nan ve Rab bi -
          çe şit li bi  çim ler de açık la dık. Ama in san la rın ço ğu nan kör lük edip  nin rah me ti ni umud eden (gi bi) mi dir? De ki: "Hiç bi len ler le bil-
          ayak di ret ti ler. (25/50)           me yen ler bir olur mu? Şüp he siz, te miz akıl sa hip le ri öğüt alıp-
          O, ge ce ile gün dü zü bir bi ri ar dın ca kı lan dır; öğüt alıp-dü şün mek  dü şü nür ler." (39/9)
          is te yen ler ya da şük ret mek is te yen ler için. (25/62)  Gör mü yor mu sun; ger çek ten Al lah, gök  yü zün den su in dir di de
          De di ler ki: "Bi zim için far ket mez; öğüt ver sen de, öğüt ve ren ler -  onu ye rin için de ki kay nak la ra yü rü tüp-ge çir di. Son ra onun la çe -
          den ol ma san da." (26/136)           şit li renk ler de ekin ler çı ka rı yor. Son ra ku ru ma ya baş lar, böy le -
          Ya da sı kın tı ve ih ti yaç için de ola na, ken di si ne dua et ti ği za man  ce onu sa rar mış gö rür sün. Son ra da onu ku ru muş kı rın tı lar kı -
          ica bet eden, kö tü lü ğü açıp gi de ren ve si zi yer yü zü nün ha li fe le -  lı yor. Şüp he siz bun da, te miz akıl sa hip le ri için ger çek ten öğüt
          ri kı lan mı? Al lah ile be ra ber baş ka bir ilah mı? Ne az öğüt-alıp  alı na cak bir ders (zikr) var dır. (39/21)
          dü şü nü yor su nuz. (27/62)          An dol sun, Biz bu Kur'an'da, bel ki öğüt alıp-dü şü nür ler di ye, in -
          Biz, da ha ön ce ona süt ana la rı nı ha ram et miş tik. (Kız kar de şi:)  san lar için her bir ör nek ten ver dik. (39/27)
          "Ben, si  zin adı nı za onun ba kı mı nı üst le ne cek ve ona öğüt ve re-  O, si ze ayet le ri ni gös te ri yor ve si zin için gök ten rı zık in di ri yor.
          cek (ve ya eği te cek) bir ai le yi si ze bil di re yim mi?" de di. (28/12)  İç ten (Al lah'a) yö ne len den baş ka sı öğüt alıp-dü şün mez. (40/13)
          Şeh rin öbür ya ka sın dan bir adam ko şa rak ge lip de di ki: "Ey Mu -  Kör olan la (ba  si ret le) gö ren bir ol maz; iman edip sa lih amel ler de
          sa, ön de ge len ler, se ni öl dür mek ko nu sun da ara la rın da gö rüş -  bu lu nan lar la kö tü lük ya pan da. Ne az öğüt alıp-dü şü nü yor su nuz.
          mek te dir ler, ar tık sen çık git; ger çek ten ben sa na öğüt ve ren -  (40/58)
          ler de nim." (28/20)                  On lar için öğüt alıp-dü şün mek ne re de? On la ra, açık la yan bir el -
          An dol sun, ilk ne sil le ri yı kı ma uğ rat tık tan son ra, Mu sa'ya, in san -  çi gel miş ti. (44/13)
          lar için (göz le ri hik met le açıp ay dın la ta cak) ba si ret ler, hi da yet  Bel ki on lar öğüt alıp-dü şü nür ler di ye, Biz onu (Kur'an'ı), se nin
          ve rah met ol mak üze re Ki tap ver dik. Umu lur ki, öğüt alıp-dü şü -  di lin le ko lay laş tır dık. (44/58)
          nür ler di ye. (28/43)                Şim di sen, ken di he va sı nı ilah edi nen ve Al lah'ın bir ilim üze re
          (Mu  sa'ya) Ses len di ği miz za man da, sen Tur'un ya nın da de ğil -  ken di si ni sap tır dı ğı, ku la ğı nı ve kal bi ni mü hür le di ği ve gö zü üs -
          din. An cak Rab bin den bir rah met ol mak üze re sen den ön ce  tü ne bir per de çek ti ği kim se yi gör dün mü? Ar tık Al lah'tan son ra
          ken di le ri ne bir uya rı cı gel me miş olan bir kav mi uyar man için  ona kim hi da yet ve re cek tir? Siz yi ne de öğüt alıp-dü şün mü yor
          (gön de ril din). Umu lur ki, öğüt alıp dü şü nür ler di ye. (28/46)  mu su nuz? (45/23)
          An dol sun, Biz öğüt alıp-dü şün sün ler di ye, sö zü bir bi ri ar dın ca  Ar tık on lar, kı ya met-sa ati nin ken di le ri ne apan sız gel me sin den
          di zip-in dir dik. (28/51)            baş ka sı nı mı göz lü yor lar? İş te onun işa ret le ri gel miş tir. Fa kat
          Ken di le ri ne okun mak ta olan Ki ta bı sa na in dir me miz on la ra yet-  ken di le ri ne gel dik ten son ra öğüt alıp-dü şün me le ri on la ra ne yi
          mi yor mu? Şüp he siz, bun da iman eden bir ka vim için ger çek ten  sağ lar? (47/18)
          bir rah met ve bir öğüt (zi kir) var dır. (29/51)  Hiç şüp he siz, bun da, kal bi olan ya da bir şa hid ola rak ku lak ve -
          Al lah; gök le ri, ye ri ve iki si ara sın da olan la rı al tı gün de ya rat tı,  ren kim se için el bet te bir öğüt (zi kir) var dır. (50/37)
          son ra ar şa is ti va et  ti. Si zin O'nun dı şın da bir yar dım cı nız ve şe -  Biz on la rın ne ler söy le dik le ri ni da ha iyi bi li riz. Sen on la rın üze-
          fa at çi niz yok tur. Yi ne de öğüt alıp-dü şün me ye cek mi si niz?  rin de bir zor ba de ğil sin; şu hal de, Be nim ke sin teh di dim den kor-
          (32/4)                                kan la ra Kur'an ile öğüt ver. (50/45)
          De ki: "Si ze bir tek öğüt ve ri yo rum: "Al lah için iki şer iki şer ve te -  Ve Biz, her şe yi iki çift ya rat tık. Umu lur ki, öğüt alıp-dü şü nür sü -
          ker te ker kı yam et me niz, son ra dü şün me niz. Si zin sa hi bi niz  nüz. (51/49)
          (ve ya ar ka da şı nız olan Pey gam ber)de hiç bir de li lik yok tur. O,  Sen öğüt ve rip-ha  tır lat; çün kü ger çek ten öğüt le-ha tır lat ma,
          yal nız ca si zi, şid det li bir aza bın ön ce sin de uya ran dır." (34/46)  mü'min le re ya rar sağ lar. (51/55)
          İçin de on lar (şöy le) çığ lık atar lar: "Rab bi miz, bi zi çı kar, yap tı ğı -  Şu hal de sen, öğüt ve rip-ha tır lat; çün kü sen, Rab bi nin ni me tiy -
          mız dan baş ka sa lih bir amel de bu lu na lım." Si ze or da (dün ya -  le ne ka hin sin, ne mec nun. (52/29)
          da), öğüt ala bi le cek ola nın öğüt ala bi le ce ği ka dar ömür ver  me -  An dol sun, Biz bu nu bir ayet ola rak bı rak tık. Fa kat öğüt alıp-dü -
          dik mi? Si ze uya ran da gel miş ti. Öy ley se (aza bı) ta dın; ar tık za -  şü nen var mı? (54/15)
          lim ler için bir yar dım cı yok tur. (35/37)  An dol sun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp dü şün mek) için ko lay laş tır -
          De di ler ki: "Uğur suz lu ğu nuz, si zin le dir. Si ze öğüt ve ril di di ye mi  dık. Fa kat öğüt alıp-dü şü nen var mı? (54/17, 22, 32, 40)
          (uğur suz lu ğa uğ ra dı nız)? Ha yır, siz öl çü yü ta şı ran bir ka vim si -  An dol sun Biz si zin ben zer le ri ni zi yı kı ma uğ rat tık. Fa kat öğüt
          niz." (36/19)                         alıp-dü şü nen var mı? (54/51)
          Biz ona (Pey gam be re) şi ir öğ ret me dik; (bu,) ona ya kış maz da.  An dol sun, ilk in şa (ya rat ma)yı bil di niz; ama öğüt alıp-dü şün me -
          O (ken di si ne in di ri len Ki tap), yal nız ca bir öğüt ve apa çık bir  niz ge rek mez mi? (56/62)
          Kur'an'dır. (36/69)                   Biz onu hem bir öğüt ve ha tır lat ma (ko nu su), hem ih ti ya cı olan-
          Ken di le ri ne öğüt ve ril di ğin de, öğüt al mı yor lar. (37/13)  la ra bir me ta kıl dık. (56/73)
          410
   407   408   409   410   411   412   413   414   415   416   417