Page 592 - Kuran Fihristi
P. 592

KURAN FİHRİSTİ

            tah rip edi ci bir me ka niz ma "ev rim me ka niz ma sı" ola maz. Do ğal se lek si yon ise, Dar win'in de
            ka bul et ti ği gi bi, "tek ba şı na hiç bir şey ya pa maz." Bu ger çek biz le re do ğa da hiç bir "ev rim me -
            ka niz ma sı" ol ma dı ğı nı gös ter mek te dir. Ev rim me ka niz ma sı ol ma dı ğı na gö re de, ev rim de nen
            ha ya li sü reç ya şan mış ola maz.


             Fo sil Ka yıt la rı: Ara Form lar dan Eser Yok

             Ev rim te ori si nin id dia et ti ği se nar yo nun ya şan ma mış ol du ğu nun en açık gös ter ge si ise fo sil
            ka yıt la rı dır.Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirlerinden türemişler-
            dir. Önceden var olan bir canlı türü, zamanla bir diğerine dönüşmüş ve bütün türler bu şekil-
            de ortaya çıkmışlardır. Teoriye göre bu dönüşüm yüz milyonlarca yıl süren uzun bir zaman
            dilimini kapsamış ve kademe kademe ilerlemiştir.
             Bu du rum da, id dia edi len uzun dö nü şüm sü re ci için de sa yı sız "ara tür ler"in oluş muş ve ya -
            şa mış ol ma la rı ge re kir.
             Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir yandan da bazı sürüngen özel-
            likleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürüngen canlılar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özel-
            liklerini taşırken, bir yandan da bazı kuş özellikleri kazanmış sürüngen-kuşlar ortaya çıkmış
            olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için de, sakat, eksik, kusurlu canlılar olmalıdır.
            Evrimciler geçmişte yaşamış olduklarına inandıkları bu hayali varlıklara "ara-geçiş formu"
            adını verirler.
             Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sayılarının ve çeşitlerinin mil-
            yonlarca hatta milyarlarca olması gerekir. Ve bu garip canlıların kalıntılarına mutlaka fosil
            kayıtlarında rastlanması gerekir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde bunu şöyle açıklamıştır:nu şöy le
            açık la mış tır:
              Eğer te orim doğ ruy sa, tür le ri bir bi ri ne bağ la yan sa yı sız ara-ge çiş çe şit le ri mut la ka ya şa mış ol  -
              ma lı dır... Bun la rın ya şa mış ol duk la rı nın ka nıt la rı da sa de ce fo sil ka lın tı la rı ara sın da bu lu na bi-
              lir. (Char les Dar win, The Ori gin of Spe ci es: A Fac si mi le of the First Edi ti on, Har vard Uni ver  -
              sity Press, 1964, s. 179)
              Ancak bu satırları yazan Darwin, bu ara formların fosillerinin bir türlü bulunamadığının da
            farkındaydı. Bunun teorisi için büyük bir açmaz oluşturduğunu görüyordu. Bu yüzden, Türlerin
            Kökeni kitabının "Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory) adlı bölümünde şöyle yazmıştı:
            Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden sayısız ara geçiş for-
            muna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir karmaşa halinde değil de, tam olarak
            tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün
            sayılamayacak kadar çok katmanında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolo-
            jik yapı ve her tabaka böyle bağlantılarla dolu değil? Jeoloji iyi derecelendirilmiş bir süreç
            ortaya çıkarmamaktadır ve belki de bu benim teorime karşı ileri sürülecek en büyük itiraz olacak-
            tır. (Charles Darwin, The Origin of Species, s. 172, 280)
          590
   587   588   589   590   591   592   593   594   595   596   597