Page 100 - Hz İbrahim (as) ve Hz Lut (as)
P. 100

Hz. İbrahim (as) ve Hz. Lut (as)





                       Eğer se nin le çe ki şip-tar tı şır lar sa, de ki: "Ben, ba na uyan lar -
                       la bir lik te, ken di mi Al lah'a tes lim et tim." Ve ki tap ve ri len -
                       ler le üm mi le re de ki: "Siz de tes lim ol du nuz mu?" Eğer tes -
                       lim ol du lar sa, ger çek ten hi da ye te er miş ler dir. Fa kat yüz
                       çe vir di ler se, ar tık sa na dü şen yal nız ca teb liğ(et mek)dir.
                       Al lah, kul la rı hak kıy la gö ren dir. (Al-i İm ran Su re si, 20)



                         Plan lı Dav ran mak ve Aşa ma lı Ola rak
                                          Dü şün mek


                       Önceki bölümde de üzerinde durduğumuz gibi Hz. İbra-
                  him (as), kavmini Allah'a iman etmeye davet ederken, Allah'ın
                  ilhamıyla, türlü planlar yapmış ve çok farklı yöntemler izlemiş-

                  tir. Bu yöntemlerden biri de, olası tehlikeleri ve alabileceği tep-
                  kileri düşünerek önceden çeşitli önlemler almaktır. Kuran'da
                  peygamberlerin Allah'ın vücutça ve ilimce desteklediği, üstün
                  bir hikmet, anlayış ve kavrayış yeteneği verdiği, Allah'ın ilha-
                  mıyla çok akılcı ve etkili tedbirler alan, basiret sahibi kullar ol-
                  dukları haber verilmektedir. Hz. İbrahim (as)'da da bu üstün
                  özellikler en kamil şekilde ortaya çıkmaktadır. O, Allah'ın ken-
                  disine verdiği sorumluluğu en güzel şekilde yerine getirmiş, in-
                  sanları hidayet yoluna davet etmek için elindeki tüm imkanları

                  sonuna kadar kullanmıştır.
                       Hz. İbrahim (as)'ın karşısında çok kalabalık bir topluluk
                  vardır. Üstelik bu topluluk onu şehit etmekle, taşlamakla ve
                  yurdundan sürmekle tehdit etmektedir. Hz. İbrahim (as) ise,
                  kendisine türlü tuzaklar kurmaya çalışan bu müşrikleri mutla-
                  ka yanından uzaklaştırmak istemektedir. Bunun için de onlara,
                  ayette haber verildiği üzere, "hastayım" demiştir:






                                               98
   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105