Page 162 - Evrenin Yaratılışı
P. 162
160 EVRENİN YARATILIŞI
u kitabın başlangıcında bugün bilim dünyasında büyük kabul gören
İnsani İlke (Anthropic Principle) kavramından söz etmiştik. O zaman
da belirttiğimiz gibi, İnsani İlke, evrenin, amaçsız, başıboş, tesadüfi
B bir madde yığını olmadığı, aksine insan yaşamını gözeten bir amaca
göre hassas bir biçimde yaratıldığı anlamına gelmektedir.
Kitabın başından buraya kadar da, bu gerçeğin çeşitli delillerini gördük. Big
Bang'in patlama hızından atomların fiziksel dengelerine, dört temel kuvvetin
oranlarından yıldızların simya işlemlerine, uzayın düzenlenişindeki sırlardan
Güneş Sistemi'nin özelliklerine kadar evrenin yapısındaki olağanüstü ayarla-
maları inceledik. Üzerinde yaşadığımız Dünya'nın, bu Dünya'nın atmosferinin,
iç yapısının ya da büyüklüğünün tam olması gerektiği gibi olduğunu keşfettik.
Güneş'in bize ulaştırdığı ışığın, içtiğimiz suyun ya da bedenimizi oluşturan ve-
ya her saniye ciğerlerimize çektiğimiz havayı meydana getiren atomların, bi-
zim yaşamımız için olağanüstü derecede uygun olduklarına şahit olduk.
Kısacası evren hakkında yaptığımız her türlü inceleme, bizlere bu evrende
insan yaşamını gözeten olağanüstü bir düzen, bir Yaratılış olduğunu göster-
mektedir. Bu kusursuz Yaratılış’ı reddetmeye kalkmak, psikiyatrist Karl Stern'in
sözlerinde ifade edildiği gibi, akıl sınırlarının dışına çıkmak anlamına gelir.
Evrendeki mükemmel denge ve düzenin ne anlama geldiği ise açıktır.
Elbette ki, evrenin her detayında gizli olan bir düzen, aynı zamanda evrenin
her detayına hakim olan sonsuz bir güç ve akıl sahibi bir Yaratıcı'nın varlığı-
nın ispatıdır. Nitekim aynı Yaratıcı, Big Bang teorisinin ortaya koymuş olduğu
gibi, evreni yoktan yaratmıştır.
Bilimin ortaya çıkardığı bu sonuç, Kuran'da bizlere öğretilmiş bulunan bir
gerçektir. Allah evreni yoktan yaratmış ve düzenlemiştir:
Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra ar-
şa istiva eden Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan
geceyle örten, Güneş’e, Ay’a ve yıldızlara Kendi buyruğuyla baş eğdi-
rendir... (Araf Suresi, 54)
Ancak ilginçtir ki, bu gerçeğin delillerinin bilim yoluyla ortaya çıkması, ba-
zı bilim adamlarını çok rahatsız etmiştir ve halen de etmektedir. Bu bilim
adamları, bilimle materyalist felsefeyi aynı şey sanan kişilerdir. Bilimin dinle
asla uyuşamayacağına, bilimsel olmakla ateist olmanın eşanlamlı olduğuna
inandırılmışlardır. Evrenin ve canlılığın, rastlantılarla açıklanabileceği yanılgısı