Page 149 - Kötülüğü Düzenleyip Örgütleyen Tapınakçılar ve Masonlar
P. 149

147

            ¤ı birtakım tezlerle, canlı hücresinin tesadüfen

            meydana gelebilece¤ini ispat etmeye çalıfltı.
            Ancak bu çalıflmalar baflarısızlıkla sonuçlana-
            cak ve Oparin flu itirafı yapmak zorunda ka-
            lacaktı: "Maalesef hücrenin kökeni, evrim
            teorisinin tümünü içine alan en karanlık
            noktayı oluflturmaktadır." 43
                 Oparin'in yolunu izleyen evrimci-

            ler, hayatın kökeni konusunu çözüme ka-
            vuflturacak deneyler yapmaya çalıfltılar.
            Bu deneylerin en ünlüsü, Amerikalı kimyacı
            Stanley Miller tarafından 1953 yılında dü-
                                                       Rus biyolog Alexander Oparin
            zenlendi. Miller, ilkel dünya atmosferinde
            oldu¤unu iddia etti¤i gazları bir deney düzene¤inde birlefltirerek ve bu
            karıflıma enerji ekleyerek, proteinlerin yapısında kullanılan birkaç orga-
            nik molekül (aminoasit) sentezledi. O yıllarda evrim adına önemli bir
            aflama gibi tanıtılan bu deneyin geçerli olmadı¤ı ve deneyde kullanılan

            atmosferin gerçek dünya koflullarından çok farklı oldu¤u, ilerleyen yıl-
            larda ortaya çıkacaktı. 44
                 Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kullandı¤ı at-



                                                  Evrimcilerin hayat›n kökenine
                                                  aç›klama getirme çabalar›n›n›
                                                  bir örne¤i de Miller deneyidir.
                                                  ‹lk zamanlarda evrim ad›na
                                                  önemli bir geliflme olarak lan-
                                                  se edilen bu deneyin geçersiz-
                                                  li¤i zaman içinde anlafl›lm›fl
                                                  hatta Miller'›n kendisi de bunu
                                                  itiraf etmek zorunda kalm›flt›r.




                                         Harun Yahya
   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154