Page 249 - Dünya Hayatının Gerçeği
P. 249

mayı değiştirdiğine ve bu yolla yeni türler ortaya çıktığına dair “hiçbir

          delil olmadığını” şu sözlerle vurgulamıştır:
            Neo-Darwinistler, mutasyonlar gerçekleştiğinde ve bir organizmayı değiştir-
            diğinde, yeni türlerin ortaya çıktığını söylerler. Bana da defalarca, rastgele
            mutasyonların yeni türleri oluşturan evrimsel değişikliğe yol açtığı öğretildi.
            Buna inandım; ta ki delil arayana dek... (Lynn Margulis quoted in "Lynn
            Margulis: Q + A," Discover Magazine, Nisan 2011, s. 68)
            Lynn Margulis’in söylediği gibi rastgele mutasyonların yeni türleri
          oluşturan evrimsel değişikliğe yol açtığına dain tek bir delil yoktur.

            Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi geliştiren
          mutasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı olduğu
          görüldü. Anlaşıldı ki, evrim teorisinin "evrim mekanizması" olarak gös-
          terdiği mutasyonlar, gerçekte canlıları sadece tahrip eden, sakat bırakan
          genetik olaylardır. (İnsanlarda mutasyonun en sık görülen etkisi de kan-
          serdir.) Elbette tahrip edici bir mekanizma "evrim mekanizması" olamaz.
          Doğal seleksiyon ise, Darwin'in de kabul ettiği gibi, "tek başına hiçbir şey

          yapamaz." Bu gerçek bizlere doğada hiçbir "evrim mekanizması" olmadı-
          ğını göstermektedir. Evrim mekanizması olmadığına göre de, evrim
          denen hayali süreç yaşanmış olamaz.


            Fo sil Ka yıt la rı: Ara Form lar dan Eser Yok
            Evrim teorisinin iddia ettiği senaryonun yaşanmamış olduğunun en
          açık göstergesi ise fosil kayıtlarıdır.
            Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirlerin-
          den türemişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü (ki bu türün de nasıl
          ortaya çıktığı konusunda evrimcilerin bir açıklaması yoktur), zamanla
          bir diğerine dönüşmüş ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır.

          Teoriye göre bu hayali dönüşüm yüz milyonlarca yıl süren uzun bir
          zaman dilimini kapsamış ve kademe kademe ilerlemiştir.
            Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız "ara
          türler"in oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir.







                                                          Adnan Oktar (Harun Yahya)  247
   244   245   246   247   248   249   250   251   252   253   254