Page 141 - Protein Mucizesi
P. 141
ADNAN OKTAR (HARUN YAHYA) 139
şırınga ettiğimizde, bir araya gelip tüycükler gibi kusursuz
işleyen yapılar meydana getirmelerini bekleyemeyiz. Akıl
sahibi bir varlığın bunları organize etmesi ve uygun şekilde
bir araya getirmesi gerekir.
Evrim teorisi ne proteinlerin oluşumunu ne de bu pro-
teinlerin bir araya gelerek kompleks ve tek bir parçasının
bile eksiltilemeyeceği yapıları, makinaları, motorları, bilgi
bankalarını, fabrikaları oluşturmalarını kesinlikle açıklaya-
maz. Tesadüflerin bu kadar kompleks ve kusursuz sistem-
ler meydana getirmesi imkansızdır. Ayrıca canlı hücresin-
deki tüycükler gibi en küçük sistemlerin dahi oluşabilmesi
için yüzlerce proteinin, enzimin, molekülün aynı anda bir
arada bulunması gerekir. Hatta biyokimyacılar, yaptıkları
araştırmalarda hücrenin hareketini burada söz edilmeyen
200 kadar protein tarafından daha desteklendiğini bulmuş-
lardır. Yüzlerce proteinden bir tanesinin dahi olmaması, di-
ğerlerinin hiçbir işe yaramamasına neden olacaktır.
Böyle bir durumda, canlılığın aşama aşama ve yavaş
yavaş küçük değişimlerle meydana geldiğini iddia eden ev-
rim teorisi, tüycüklerin oluşumunu kesinlikle açıklayamaz.
Darwin'in Kara Kutusu isimli kitabı ile evrim teorisine çok
önemli eleştiriler getiren ve kitabında proteinlere ve hücre-
lerdeki tüycüklere geniş yer ayıran mikrobiyolog Michael
Behe, evrim teorisinin tüycükler gibi kompleks yapılar kar-
şısındaki çöküşünü ve çaresizliğini şöyle ifade etmiştir:
Biyokimyacılar, tüycük ve kırbaç gibi görünürde basit olan ya-
pıları incelemeye başladıkça, hayranlık uyandıran bir kompleks-
likle karşılaşmışlardır. Bunlar düzinelerce ve hatta yüzlerce ay-
rı parçadan oluşmaktadır. Aslında bizim burada üzerinden bile
geçmediğimiz daha birçok parça, tüycüklerin çalışabilmesi için
gereklidir. Gerekli parçacıkların sayısı arttıkça, sistemin bir