Page 199 - Atatürk Ansiklopedisi 2. Cilt
P. 199

197

                                       Harun Yahya



                rasinin ve milli bütünlü¤ümüzün vazgeçilmez bir ihtiyac›d›r.

                Bir milletin fertlerini birarada tutan en güçlü ba¤ olan din; aile,
                ahlak ve devlet müesseselerinin de devam›n› sa¤layan en
                önemli unsurdur.

                   Din ahlak›n›n var olmad›¤› veya dini de¤erlerin ortadan
                kalkt›¤› bir toplumda, bunun kaç›n›lmaz bir sonucu olarak ai-
                le, ahlak ve devlet kavramlar› da geçerlili¤ini yitirecek, ve k›sa

                süre sonra da ortadan kalkacakt›r. Bu türden bir geliflme ayr›-
                ca, tarihi ve kültürü ne kadar eskiye dayan›rsa dayans›n, mil-
                leti birbirine ba¤layan milli ve manevi tüm ba¤lar›n parçalan-

                mas›na, anarflinin dirilmesine ve toplumun bölünmesine ne-
                den olacakt›r.
                   ‹flte bütün bu nedenlerden ötürü, toplum dokusunun vaz-
                geçilmez bir parças› olma özelli¤i tafl›yan din müessesesinin

                devam›n› sa¤layamayan bir milletin sosyolojik ve bilimsel aç›-
                dan, ayakta durmas› mümkün de¤ildir. Gerek kifli, gerekse
                toplum aç›s›ndan dinin lüzumlu bir müessese oldu¤unu belir-

                ten, siyasi alanda yapt›¤› say›s›z reformla bu sa¤l›kl› bak›fl aç›-
                s›n› genifl kitlelere yaymay› hedefleyen Atatürk; Türk Milleti-
                nin dindar olmas›n› ve dini de¤erlerini muhafaza etmesini,
                “Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devam›na imkan

                                                 20
                yoktur”; “Din vard›r ve laz›md›r.” sözleriyle teflvik etmifltir.
                Milletini, bat›l inan›fllardan ar›nd›rmay› ve gerçek dine yönelt-
                meyi amaçlam›flt›r.

                   Büyük Önder, gerçek dinin temelini ve Müslümanlar›n ko-
                nuyu hangi k›staslara göre de¤erlendirmeleri gerekti¤ini, 7 fiu-
                bat 1923’te, Bal›kesir’deki Pafla Camii’nde verdi¤i hutbede

                kendisini dinleyenlere flöyle ifade etmifltir:
   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204