Page 106 - Mehdi ve Altın Çağ
P. 106

Bazi   tefsirlerde  Ashab-ı  Kehf'in  çekildikleri  mağarada  uzun  yıllar  sadece  uyudukları  ve  başka  bir  işle  meşkul
               olmadıkları anlatılmaktadır.Bu izahi biraz açıklamak gerekir. Şöyle ki: Ashab-ı Kehf bu mağarada mücadelelerini
               de sürdürmektedir. 10. ve 16. ayetlerde "Rabbimiz isimizde dogruyu göster, bizi basarili kil." diye dua ederlerken,
               mücadele  ettikleri  ayrıca  anlaşılmaktadır.  Uzun  yıllar  sadece  uyuyan  insanların  bu  şekilde  dua  etmeleri
               düşünülemez. Aslında 18. ayette de onların uyumadığı anlaşılmaktadır. Çünkü Allah-u Teala; " Onları görseydin
               uyanıklar sanırsın..." derken gözlerinin açik olduğunu, normal insanlar gibi ayakta faaliyetlerini sürdürdüğünü yani
               uyumadıklarını  anlatmaktadır.  Ayetin  devamındaki  "...halbuki  onlar  uykudadırlar."  cümlesinde  geçen  "uyku"  ise
               bilinen manada bir uyku değildir. Burada insanın uyku halindeki "huzur ve sükunu, emniyet ve güveni" anlatılmak
               istenmiştir.  Kur’an-i  Kerim'de   "uyku"  kelimesinin  bu  anlamıyla  kullanıldığı  başka  ayetler  de  mevcuttur.



               8/11-   Hani    kendisinden   bir   güvenlik   olarak   sizi   bir   uyuklama    bürüyordu.
               3/154-  Sonra  kederin  ardından  üzerinize  bir  güvenlik  (duygusu)  indirdi,  bir  uyuklama  ki,  içinizden  bir
               grubu sarıveriyordu...





               SONRADAN HALK TARAFINDAN TANINIYORLAR:



                18/21- Böylece, Allah'in va'dinin hak oldugunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını
               bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarıina) onları  buldurmuş olduk)...







               MEYDANA GELEN HADİSE KIYAMETE DELİLDİR:

                18/21- Böylece, Allah'in va'dinin hak oldugunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını
               bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarina) onları buldurmuş olduk)...

               Ashab-ı  Kehf'in  önce  uykuya  yatırılması,  aradan  300+9  yil  geçtikten  sonra  uyandırılması  Allah-u  Teala  için
               öldükten  sonra  diriltmenin  ne  kadar  kolay  olacağına  bir  delil  olduğu  gibi,  bu  hadise  aynı  zamanda  kıyametin
               kopacağına  ve  ahiret  hayatının  varlığına  da  açıkça  bir  delildir.  Kıyamet  koptuktan  sonra  ölülerin  tekrar  hayat
               bularak mahşere sevkedileceklerine dair gözle görülen güzel bir misaldir.

               Ashab-ı Kehf'in uyandırılmaları kıyametin kopacağına dair nasıl bir misal ve delil ise, benzer şekilde, Hz.Mehdi ve
               yardımcılarının zuhuru da bu vaad edilen vakte yaklaşıldığını gösteren ilk alamettir.

                Ve Mehdi'nin zuhuru da kıyamet alametlerinden ilkidir.


               ölüm-Kiyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, 494




               Bu surede Ashab-ı Kehf'in yaninda Ashab-ı Rakim'den de bahsedilmektedir.

                Ibni Abbas'in (r.a.) rivayetinde Rakim, kitabedir. Said Ibni Cübeyr ise Rakim'in taştan bir levha olduğunu
               ve bunun üzerine Ashab-ı  Kehf'in kıssasının yazıldığını nakletmiştir.

               Ibni Kesir Tefsiri , 9/4938

               Hadiste Ashab-ı Kehf'e benzetilen Mehdi ve yardımcilarinin belki de Rakim (levha) gibi herhangi bir şey üzerinde
               isimlerinin topluca yazılı bulunacağına işaret edilmektedir. (Allahualem)

               TALUD KISSASI
   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111