Page 108 - Mehdi ve Altın Çağ
P. 108
Evvelkiler onları geçmediği gibi, sonrakiler de onlara yetisemezler...
Burada ise Mehdi'nin yardımcılarının mücahedelerinde gösterdikleri İhlas-Sadakat-Tesanüt gibi bir takım
meziyetlerindeki üstünlüklerinden dolayı evvelki ve sonrakilerden üstün olacaklarına dikkat çekilmektedir. Bu
mücahidlerin üstünlüklerinin yönleri muhteliftir, fakat buradaki izahın müthiş bir müjde olduğunu da açıkça
görmekteyiz.
...ve Onlarin Sayılari Talut Ile Nehri Geçenler Kadardır
Mehdi ve ordusunun bahseden bu hadis-i serifte onlarin sadece sayi ve özellikleri verilmemis, Talud'un da ismi
zikredilerek onun ordusuyla bir benzerlik kurulmak istenmistir. Ayni zamanda bu hadis Mehdi ile Talutun
mücadelelerinde bir takım ortak hususiyetlerin bulunabileceğine dikkat çekerek, ileride gelecek Mehdi ve
ordusuna bu ibretli kıssadan hem ikaz, hem irşad alabileceklerini tavsiye etmektedir.
Kur'an-ı Kerim, Talut kıssasını Bakara suresinde haber vermektedir:
2/246- Musa'dan sonra İsrailogullarinin önde gelenlerini görmedin mi? Hani, peygamberlerinden birine:
"Bize bir melik gönder de Allah yolunda savaşalım" demişlerdi, O: "Ya üzerinize savaş yazıldığı halde
savaşmayacak olursanız?" demişti. "Bize ne oluyor ki Allah yolunda savaşmayalım? Ki biz yurdumuzdan
çıkarıldık ve çocuklarımızdan (uzaklastırıldık.)" demişlerdi. Ama onlara savaş yazıldığı (öngörüldüğü)
zaman, az bir kısmı hariç yüz çevirdiler. Allah zalimleri bilir.
Bu ayet-i kerimede bir kısım insanlara mücahede farz kılınca, pek azı müstesna mücahedeye yanaşmadıkları
belirtilmektedir.
Zamanınızda da mücahede farz olduğu halde büyük bir kitle Emr-i bil maruf Nehy-i anıl münker olarak belirlenen
tebliğden, mücahededen kaçmaktadır. Çok küçük bir azınlık bu kutsi vazifeyi deruhte etmektedir.
2/247- Onlara peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi." Onlar: "Biz
hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi
(yönetmek üzere) hükümdarlık (mülk) onun olabilir?" dediler. O (şöyle) demişti: "Doğrusu Allah size onu
seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü)
geniş olandir, bilendir."
O devirde bazıları Talut’u şan, şöhret zenginlik, ihtişam içinde bir şahıs olarak bekliyor, hükümdarlık vasfında olan
kişinin ancak bu gibi özelliklere sahip olması gerektiğini sanarak yanılıyorlar. Fakat, Cenab-ı Allah da Talut'un ilim
ve vücud bakımından güçlü olmasını isteyerek mülkünü dilediğine vereceğini bildiriyor. Zamanımızda da bir kısım
avam Mehdi'yi şan, şöhret, saltanat içinde bir şahıs olarak bekliyor. Halbuki Allah (c.c.) mülkü istediğine
vereceğinden, bu sahıslar avamın ummadığı, hiç tahmin etmediği, kimseler olabiliyor. (Allahualem)
Yukarıda 247. ayet-i kerimenin işaretli kısmının ebcedi 1379 veya L (lam) seddesiyle birlikte 1409 rakamını
vermektedir.
Acaba Hicri 1409 yılının (=Miladi 1988-1989 yılları) İslam alimlerinin ekserisi tarafından Mehdi'nin çıkış yılı olarak
kabul ettikleri Hicri 1400'lü yılların başlarına karşılık gelmesi, bizlere Mehdi'nin de ayet-i kerimenin mealine uygun
bir şekilde, müslümanlar üzerine seçildiğini ve vazifelendirildiğini mi müjdelemektedir? (Allahualem)
2/248- Peygamberleri, onlara (şöyle) dedi: "Onun (Talut'un) hükümdarlığının belgesi, size Tabut'un
gelmesi (olacaktır ki) onda Rabbinizden 'bir güven duygusu ve huzur' ile Musa ailesinden ve Harun
ailesinden artakalanlar var; onu melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız bunda süphesiz sizin için bir delil
vardır.’’
Talut'un hükümdarlığının alameti "Kutsal Tabut'tur." Bahsi geçen Kutsal Tabut'un içinde bu rivayete göre Hz.
Musa'nin asası ile bazıi Tevrat levhaları ve Hz.Harun'un asası ile sarığı gibi kutsal emanetler bulunmaktaydı.
Talut ile Mehdi arasında bir benzerlik de burada görülmektedir. Ahirzaman da Mehdi'nin devrinde de "Kutsal
Tabut" un bulunacağı rivayet edilmiş ki, bu Kutsal Tabut'da Mehdi'nin hükümdarlığının alametlerinden biri
olacaktır. (Allahualem)
Hz. Mehdi, Tabut-u Sekine'yi Antakya mağarasından çıkaracaktır.