Page 85 - Mehdi ve Altın Çağ
P. 85

Esma binti Umeys’ten (r.a.) rivayet edilmiştir :
               O günün alameti semada uzatılmış ve insanların kendisine bakıp durduğu bir el’dir.

               Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 69

               Hadis-i şerifte geçen “el” keyfiyeti bilinmeyen bir gücü remzediyor. Hz. Allah’ın c.c. el(yed)inden Kur’an-ı Kerim’de
               bahis var ve bu el’in bizim bildiğimiz manada bir el olmadığını biliyoruz.

               48/10- Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah'a biat etmişlerdir. Allah'in eli, onların ellerinin üzerindedir.
               Şu halde, kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmus olur. Kim de Allah'a verdiği
               ahdine vefa gösterirse, artık O da, ona büyük bir ecir verecektir.

               Bu ayette bahsedilen “el” (Allah’in eli);

               3/7- Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri
               ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan
               müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona
               inandık, tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.

               Ayetinde bahsedilen müteşabih ayetlerden bir tanesidir. Allah’ın Kudreti, tasarrufu manasına gelmektedir. Aynı
               şekilde yukarıdaki hadislerde bahsedilen “el” de bunun gibi farklı manada müteşabih bir ifadedir.

               Allahualem Semadan yayılan televizyon yayınına ait dalgalar bir nevi el gibi bir gücü oluşturuyor. Bu el hemen her
               eve uzanıyor ve herkes tarafindan görülebiliyor. “…İnsanlar ona bakacak ve göreceklerdir.” Cümlesi de bu hususa
               işaret ediyor. Bu konuda diğer rivayetler de şöyledir :


               Semadan bir ses onu ismiyle çağıracak ve doğuda, batıda hatta uykuda olan bile bu sesi duyacak ve
               uyanacaktır.

               El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 56




               Onun ismiyle semadan nida olunacak ve hiç kimse onun Mehdi’liğini inkar edemeyecektir.


               El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 49




               Bir adam semadan ismiyle mutlaka çağrılacak ve delil onu inkar etmeyecek, zelil ona mani olmayacaktır.

               Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 52

               .
               İlk hadis “…İnsanlar ona bakacak ve göreceklerdir” ifadesi ile televizyon yayınına dikkat çekileceği gibi bu hadiste
               de “Semadan bir ses onu ismiyle çağıracak…” ifadesiyle aynı zamanda  radyolardan da yayınlanabilen sesli bir
               neşriyata dikkat çekmektedir. (Allahualem) Ve yine semadan Mehdi’yi çağıracak bu ses hem doğuda hem batıda
               dünyanın her tarafinda duyuluyor, bu sesi her kavim kendi lisanında işitiyor.



               İkdid-Durer’de der ki: Bu ses bütün yeryüzüne yayılacaktır, her kavim kendi dilinden duyacaktır.
               Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman 51
               Kıyamet Alametleri, 201
   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90