Page 95 - Mehdi ve Altın Çağ
P. 95
Fakat halk ne zaman İslam’ı öğrenmeye veya öğrenip de uygulamaya niyetlense karşılarında yobazları örnek
görmektedir. Onlarda gördüğü her olumsuz davranışın dinden kaynaklandığını zannederek daha başlangıcında
bu niyetinden vazgeçer. Bu arada dine karşı soğukluk başlar, hatta düsmanca bir tavır gözlenir. Bütün
müslümanlar halk nazarında “hacı-hoca takımı” diye kötülenir, her fenalığın arkasında müslüman biri aranır hale
gelir.
Anlattığımız konunun önemi buradan gelmektedir. Halk, İslam’ı gerçek manasıyla tanımadığı için yobazların
şahsında dini yargılamaya başlar. Din düşmanı basın ve yayın organlarının da kasıtlı bir şekilde İslamiyet’i
yobazlık ve gericilik şeklinde takdim etmelerinin de bu işte büyük payı olduğu bir gerçektir. Aslında halkın nefret
ettiği İslamiyet değil, yobaz zihniyettir. Halk en çok “Acaba ben de dinimi yaşamaya başlarsam bu insanlar gibi mi
olacağım?” düsüncesiyle bu işte çekingen davranmaktadır. Bu sebeple müslümanım diyen herkesin dinini çok iyi
tanıması , okuyup araştırması ve bilmediklerini ihtisas sahiplerinden ögrenmesi gerekir. Her müslüman aydın ve
kültürlü olmaya gayret etmelidir. Hoşgörüyü hiç elden bırakmayarak halkı Allah’ı tanımaya davet etmeli, dini
yaşamaya ve ahlaklı olmaya özendirmelidir.
MEHDİ DİNİ ASLINA DÖNDÜRMESİ
"Fütühat-ül Mekkiye" isimli eserinde Muhyiddin Arabi şöyle bildirmektedir: ...Mehdi, dini peygamberin
(s.a.v.) zamanında olduğu gibi aynen tetbik edecek. Yeryüzünden mezhepleri kaldıracak. Halis ve hakiki
dinden başka hiç bir mezhep kalmayacak.
Onun düşmanları içtihad alimlerinin taklid edenleri olacak. Çünkü onlar Mehdi'nin mezhep imamlarının
tersine hükmettiğini gördüklerinde bundan hoşlanmayacaklar, fakat karşı da gelemeyecekler...
Onun açık düşmanları fukaha (fikih alimleri) olacak. Çünkü halk arasında bir imtiyazları kalmayacak. Hatta
ahkam hususunda ilimleri de azalacak. Bu imamın gelişiyle alimlerin hükümlerdeki anlaşmazlıkları da
giderilecek.. Şayet elinde kılınç (ilim) olmasaydı onun ölümüne fetva verirlerdi.
Kıyamet Alametleri, 186-187
.
Mehdi, dini peygamberimizin (s.a.v.) uyguladığı gibi aynen tatbik edecektir. Yani onun rehberi Allah'in yüce kitabi
Kur'an-ı Kerim ve peygamberimizin sünneti olacaktır. Peygamberimizin uygulamaları, sözleri, açıklamaları ve
tavsiyeleri Mehdi'nin fikri mücadelesinde çok önemli bir yer tutacaktır. Bunun yanısıra Mehdi, Müslümanlar
arasındaki sadece vahiy kaynakli Allah'ın yüce kitabı Kur’an-ı Kerim ile hüküm ve amel edecektir. Müslümanlar
arasında mezhep ayrılıklarını giderecek, dinin aslında olmayan, sonradan ilave edilmis birçok inanis ve ibadet
sekillerini ortadan kaldiracaktir. Bid'at ehli simdiye kadar hiç karşılaşmadıkları bu durum karşısında çok
şaşıracaklar, hatta bir kısım Mehdi'nin dinlerini kaldırmaya çalıştığını zannedecekler.
“Hz.Mehdi hiçbir bidati bırakmaycak.”
El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 43
“Mehdi kaldırmadık bid'at bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı peygamber gibi dinin icablarını yerine
getirecektir.”
Kıyamet Alametleri, 163
Bid'at: Dinin aslında olmadığı halde, dine sokulan adetler.
İmam Rabbani bu konuda şöyle demektedir:
Geleceği vaad edilen Mehdi dinin tervicini (değerini artırmayı), sünnetin ihyasını (yeniden
canlandırmasını) murad ettiği (istediği) zaman; bid'at ehl-i ile ameli adet edinen, hasene zannı ile dini
karıştıran (dinin aslında, özünde olmayan seyleri, dinin emri oldugunu zanneden bazı insanlar) hayretle
söyle diyecektir: