Page 287 - Örnek Müslüman Kadın Hazreti Meryem
P. 287

285





                 Ama Mendel'in keşfettiği ve 20. yüzyılda gelişen genetik bilimiyle
            kesinleşen kalıtım kanunları, kazanılmış özelliklerin sonraki nesillere
            aktarılması efsanesini kesin olarak yıktı. Böylece doğal seleksiyon "tek

            başına" ve dolayısıyla tümüyle etkisiz bir mekanizma olarak kalmış
            oluyordu.

                 Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar

                 Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930'ların
            sonlarında, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha yaygın ismiyle neo-
            Darwinizm'i ortaya attılar. Neo-Darwinizm, doğal seleksiyonun yanına
            "faydalı değişiklik sebebi" olarak mutasyonları, yani canlıların gen-
            lerinde radyasyon gibi dış etkiler ya da kopyalama hataları sonucunda
            oluşan bozulmaları ekledi.
                 Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine rağ-
            men, Darwinistlerin savunduğu model neo-Darwinizm'dir. Teori,

            yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıların, kulak,
            göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organlarının "mutasyonlara",
            yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu iddia
            etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir bilimsel gerçek vardır:
            Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksine her zaman için canlılara
            zarar verirler.
                 Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir.
            Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar verir.
            Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:
                 Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana
                 gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutasyonların
                 evrimsel bir gelişme meydana getiremeyeceğini gösterir. Zaten yüksek
                 derecede özelleşmiş bir organizmada meydana gelebilecek rastlantısal bir
                 değişim, ya etkisiz olacaktır ya da zararlı. Bir kol saatinde meydana gele-





                                 Harun Yahya (Adnan Oktar)
   282   283   284   285   286   287   288   289   290   291   292