Page 301 - Örnek Müslüman Kadın Hazreti Meryem
P. 301
299
lidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp orta
kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç kulağa
aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik sinyallerine dönüştürerek
beyne gönderir. Aynen görmede olduğu gibi duyma işlemi de beyinde-
ki duyma merkezinde gerçekleşir. Gözdeki durum kulak için de geçer-
lidir, yani beyin, ışık gibi sese de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla
dışarısı ne kadar gürültülü de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna
rağmen en net sesler beyinde algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir
orkestranın senfonilerini dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm
gürültüsünü duyarsınız. Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin için-
deki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizliğin hakim olduğu
görülecektir.
Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıy-
orsa, ses için de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt
cihazları, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sis-
temleri bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak, tüm teknolojiye, bu
teknolojide çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağmen kulağın oluş-
turduğu netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır. En büyük müzik sis-
temi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik setini düşünün. Sesi kaydet-
tiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya az da olsa mutlaka paraz-
it oluşur veya müzik setini açtığınızda daha müzik başlamadan bir
cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vücudundaki teknolojinin
ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur. Bir insan kulağı, hiçbir
zaman müzik setinde olduğu gibi cızırtılı veya parazitli algılamaz; ses ne
ise tam ve net bir biçimde onu algılar. Bu durum, insan yaratıldığı gün-
den bu yana böyledir. Şimdiye kadar insanoğlunun yaptığı hiçbir
görüntü ve ses cihazı, göz ve kulak kadar hassas ve başarılı birer al-
gılayıcı olamamıştır. Ancak görme ve işitme olayında, tüm bunların
ötesinde, çok büyük bir gerçek daha vardır.
Harun Yahya (Adnan Oktar)