Page 53 - Şeytanın Sinsi Bir Oyunu İnsanlara Tapınma Dini
P. 53
Adnan Oktar (Harun Yahya)
kalacağını, tekdüze bir hayat yaşayacağını zannederek yanılırlar. Din
ahlakını yaşamanın, sözde insanların hayatın tadına varmasına
engel olacağını zannederler. Elbette bu, gerçeklerle bağlantısız bir
düşüncedir. Din ahlakı, insan ruhunun en rahat edeceği, en huzurlu
ve üretken olacağı bir toplum hayatı meydana getirir. Kendilerini
"hayatın gerçekleri aldatmacası"ndan kurtarıp bu üstün ahlakı ya-
şayan insanlar, toplumda en sağlıklı ruh haline sahip, güzelliklerden
en çok hoşnut olan kişilerdir, daima barış, hoşgörü ve özveri orta-
mının oluşmasında öncü rol oynarlar.
Din ahlakından uzak insanlar ise, kendi düşük akıllarınca güzel
ahlak göstermeyi bir zayıflık ve saflık olarak değerlendirirler. Ör-
neğin bir insanın, başkaları için ne kadar fedakarlık yaparsa yapsın
karşılığında, bencillik ve vicdansızlıktan başka bir şey bulamayaca-
ğına, dolayısıyla fedakarlık yapmakla akılsız bir konuma düşeceğine
inanırlar. Bu nedenle birçok toplumda fedakarlık yapan kişiye "iyi
niyetli ama saf" gözüyle bakılır. Çünkü hiçbir çıkarı olmadığı halde
bir başkasına iyilik yapmaktadır ve yaptığı için karşılık talep etme-
mektedir. Onlara göre bencilliğe bencillikle, kine kinle, düşmanlığa
düşmanlıkla, sevgisizliğe sevgisizlikle karşılık vermek hayatın gerçek
yüzünü yansıtmaktadır.
Ya da karşısındaki, kendisine sürekli olarak kötülük yapan, zarar
veren bir insan olmasına karşın, ona iyi davranan, onun iyi huylu
olması için uğraşan, kendisine yaptığı kötülükleri affeden bir insa-
nın yaptığı bu iyilik, cahiliye toplumu tarafından kesin bir akılsızlık
olarak yorumlanır. Bazı insanlar gösterdiği güzel ahlak nedeniyle o
kişiyi, "Ne kadar safmış, ben olsaydım fırsat varken intikam alırdım,
gereken karşılığı verirdim" gibi sözlerle küçümserler. Çünkü Kuran
ahlakından uzak insanların sahip olduğu "hayatın gerçekleri" man-
51