Page 136 - Darwinist Propaganda Yöntemleri
P. 136

Darwinist PropagandaYöntemleri



               lışan binlerce mühendise ve uzmana rağmen kulağın oluşturduğu net-
               lik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır.
                    En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik setini
               düşünün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya
               az da olsa mutlaka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda daha
               müzik başlamadan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vücu-
               dundaki teknolojinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuz-
               dur. Bir insan kulağı, hiçbir zaman müzik setinde olduğu gibi cızırtılı
               veya parazitli algılamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu algılar.
               Bu durum, insan yaratıldığı günden bu yana böyledir. Şimdiye kadar
               insanoğlunun yaptığı hiçbir görüntü ve ses cihazı, göz ve kulak kadar
               hassas ve başarılı birer algılayıcı olamamıştır. Ancak görme ve işitme
               olayında, tüm bunların ötesinde, çok büyük bir gerçek daha vardır.


                    Beynin İçinde Gören ve Duyan Şuur Kime Aittir?

                    Beynin içinde, ışıl ışıl renkli bir dünyayı seyreden, senfonileri,
               kuşların cıvıltılarını dinleyen, gülü koklayan kimdir?
                    İnsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar,
               elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya
               kitaplarında bu görüntünün beyinde nasıl oluştuğuna dair birçok
               detay okursunuz. Ancak, bu konu hakkındaki en önemli gerçeğe hiç-
               bir yerde rastlayamazsınız: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü,
               ses, koku ve his olarak algılayan kimdir? Beynin içinde göze, kulağa,
               burna ihtiyaç duymadan tüm bunları algılayan bir şuur bulunmakta-
               dır. Bu şuur kime aittir?
                    Elbette bu şuur beyni oluşturan sinirler, yağ tabakası ve sinir hüc-
               relerine ait değildir. İşte bu yüzden, herşeyin maddeden ibaret oldu-
               ğunu zanneden Darwinist-materyalistler bu sorulara hiçbir cevap
               verememektedirler. Çünkü bu şuur, Allah'ın yaratmış olduğu ruhtur.
               Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak için kulağa ihtiyaç
               duymaz. Bunların da ötesinde düşünmek için beyne ihtiyaç duymaz.
                    Bu açık ve ilmi gerçeği okuyan her insanın, beynin içindeki birkaç
               santimetreküplük, kapkaranlık mekana tüm kainatı üç boyutlu, renkli,
               gölgeli ve ışıklı olarak sığdıran yüce Allah'ı düşünüp, O'ndan korkup,
               O'na sığınması gerekir.






                                               134
   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141