Page 144 - Gerçeği Bilmek
P. 144

142                        GERÇEĞİ BİLMEK


                   Allah, Hicr Suresi'nde ise bu insanların mucizeler görseler bile inan-
              mayacak kadar büyülendiklerini şöyle bildirmektedir:
                   Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, ordan yukarı yüksel-
                   seler de, mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir
                   topluluğuz" diyeceklerdir. (Hicr Suresi, 14-15)
                   Bu kadar geniş bir kitlenin üzerinde bu büyünün etkili olması, in-
              sanların gerçeklerden bu kadar uzak tutulmaları ve 150 yıldır bu büyü-
              nün bozulmaması ise, kelimelerle anlatılamayacak kadar hayret verici bir
              durumdur. Çünkü, bir veya birkaç insanın imkansız senaryolara, saçma-
              lık ve mantıksızlıklarla dolu iddialara inanmaları anlaşılabilir. Ancak
              dünyanın dört bir yanındaki insanların, şuursuz ve cansız atomların ani
              bir kararla biraraya gelip; olağanüstü bir organizasyon, disiplin, akıl ve
              şuur gösterip kusursuz bir sistemle işleyen evreni, canlılık için uygun
              olan her türlü özelliğe sahip olan Dünya gezegenini ve sayısız kompleks
              sistemle donatılmış canlıları meydana getirdiğine inanmasının, "bü-
              yü"den başka bir açıklaması yoktur.

                   Nitekim, Allah Kuran'da, inkarcı felsefenin savunucusu olan bazı
              kimselerin, yaptıkları büyülerle insanları etkilediklerini Hz. Musa (as) ve
              Firavun arasında geçen bir olayla bizlere bildirmektedir. Hz. Musa (as),
              Firavun'a hak dini anlattığında, Firavun Hz. Musa (as)'a, kendi "bilgin bü-
              yücüleri" ile insanların toplandığı bir yerde karşılaşmasını söyler. Hz.
              Musa (as), büyücülerle karşılaştığında, büyücülere önce onların marifet-
              lerini sergilemelerini emreder. Bu olayın anlatıldığı bir ayet şöyledir:
                   (Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atıverince, insanların gözlerini bü-
                   yüleyiverdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir
                   getirmiş oldular. (Araf Suresi, 116)
                   Görüldüğü gibi Firavun'un büyücüleri yaptıkları "aldatmacalar"la  -
              Hz. Musa (as) ve ona inananlar dışında- insanların hepsini büyüleyebil-
              mişlerdir. Ancak, onların attıklarına karşılık Hz. Musa (as)'ın ortaya koy-
              duğu delil, onların bu büyüsünü, ayette bildirildiği gibi  "uydurduklarını
              yutmuş" yani etkisiz kılmıştır:
                   Biz de Musa'ya: "Asanı fırlatıver" diye vahyettik. (O da fırlatıverince)
                   bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp yutu-
   139   140   141   142   143   144   145   146