Page 140 - Risale-i Nur - İman ve Küfür Muvazeneleri
P. 140
142 ÎMAN VE KÜFÜR MUVAZENELERİ
dokunmasıyla cezbekârane ve cazibedarane hareketle
raksları, Kardeşlerimin müfarakatlarından ve yalnız
kaldığımdan hüzünlü ve gamlı Kalbime ilişti. Birden güz ve
kış mevsimi hatıra geldi ve bana bir gaflet bastı. Ben, o
kemal-i neş'e ile cilvelenen o nazenin kavaklara ve zîhayat-
lara o kadar acıdım ki, gözlerim yaş ile doldu. Kâinatın süslü
perdesi altındaki ademleri, firakları ihtar ve ihsasıyla Kâinat
dolusu firakların, zevallerin hüzünleri başıma toplandı.
Birden Hakikat-ı Muhammediyenin (A.S.M.) getirdiği Nur,
imdada yetişti. O hadsiz hüzünleri ve gamları, sürurlara
çevirdi. Hattâ o Nurun, herkes ve her Ehl-i İman gibi benim
hakkımda milyon Feyzinden yalnız o vakitte, o vaziyete
temas eden imdad ve tesellisi için Zât-ı Muhammediyeye
(A.S.M.) karşı ebediyen minnetdar oldum. Şöyle ki:
Ol nazar-ı gaflet, o mübarek nazeninleri; vazifesiz,
neticesiz, bir mevsimde görünüp, hareketleri neş'eden değil
belki güya ademden ve firaktan titreyerek hiçliğe düştüklerini
göstermekle, herkes gibi bendeki Aşk-ı Beka ve Hubb-u
Mehasin ve Şefkat-i Cinsiye ve Hayatiyeye medar olan
damarlarıma o derece dokundu ki, böyle dünyayı bir manevî
Cehenneme ve Aklı bir tazib âletine çevirdiği sırada,
Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın beşere hediye getirdiği
Nur perdeyi kaldırdı; i'dam, adem, hiçlik, vazifesizlik, abes,
firak yerlerinde o kavakların herbirinin yaprakları adedince
Hikmetleri, manaları ve Risale-i Nur'da isbat edildiği gibi, üç
kısma ayrılan neticeleri ve vazifeleri var diye gösterdi:
Birinci kısım: Sâni'-i Zülcelal'in Esmasına bakar.
Meselâ: Nasıl bir usta hârika bir makinayı yapsa; herkes o
ٓ
zâta لِلّا َكراب, لِلّا ءاش اﻣ deyip alkışlar. Öyle de:
َ َ
َ ه
ن ه
َ َ
ن