Page 41 - Kuledeki Küçük Adam
P. 41
A Adnan Oktar (Harun Yahya)
"başkalarını" da beynimizin içinde görürüz. Bir görüntüyle muhata-
bız ve gördüklerimizi anlamakla sorumlu olan biziz. Gördüğümüz
insanların hepsi bize "bu dünyanın aslını görüyorsunuz, kopyasını
değil " dese de, bu bir şeyi değiştirmez. Rüyanızda da binlerce in-
sanın bir ağızdan "bu bir rüya değil, gerçek" dediklerine tanık ola-
bilirsiniz. Ama biraz sonra rüya biter ve bu kişiler bir anda kaybo-
lurlar. Çünkü birer algı olmak dışında, zaten hiç var olmamışlardır.
Gerçek hayat da bir gün -ölümle birlikte- böyle bitecek ve gördüğü-
müz tüm varlıklar (bize "bu, dünyanın aslı" diyen insanlar dahil)
kaybolup gidecekler, onların yerine yepyeni bir alem karşımıza çı-
kacaktır. Bu, ahiret alemidir. Allah, dünyadaki gölge varlıkları ken-
dilerine hayat amacı haline getiren veya onlardan medet uman ve
böylece onları putlaştıran insanların ölüm anındaki durumunu Ku-
ran'da anlatırken bu gerçeği şöyle açıklamaktadır:
… Ni ha yet el çi le ri miz, ha yat la rı na son ver mek üze re ken di le ri ne
git tik le rin de on la ra di ye cek ler ki: "Al lah'tan baş ka tap tık la rı nız
ne re de?" "On lar bi zi bı ra kıp-kay bol du lar" di ye cek ler. (Böy le -
lik le) Bun lar, ger çek ten kâ fir ler ol duk la rı na ken di aleyh le rin de
şe ha det et ti ler. (Araf Su re si, 37)
Burada anlattığımız gerçeğe itiraz edenler, materyalistlerdir.
Yani maddenin mutlak varlık olduğu ve insan zihninin de maddenin
bir türevi olduğu yanılgısına inananlar. Materyalistler genelde
burada anlatılan gerçeği, yani maddenin aslına hiçbir zaman ulaşa-
madığımız gerçeğini düşünmek ve tartışmak istemezler. Hatta çoğu
zaman buna sinirlenirler. Madde dediğimiz kavramın gerçekte zih-
nimizdeki algı halini bildiğimiz, 18. yüzyılda ünlü İngiliz düşünür
ve din adamı George Berkeley tarafından sistemli bir biçimde açık-
landığında, materyalistler öfkeli tepkiler vermişlerdir. Aynı dönemde
39